Muazzez...


Düşlerimin muhatabı olduğunu geç fark ettim derken uykularımı imha ettim ne de olsa yüreğimi ihya eden tek gerçektin, Muazzez.

Kör gecelerimin kor nefesi.

Bahtımın yareni.

Maşuk isem sen de imgelerin reçinesi.

Varlığım varlığına tezat olsa da Muazzez…

Ah, tez vakit ulaşsın haberin hani olur da refüze eder seni on beşinci nişanlın.

Nişanemsin.

Nakşeden fermanımsın.

Yarım ağız feryadım figanımsın da sözcüklerin kor varlığında közümden doğacaksam…

‘’Bırak bu şair ayaklarını!’’

Tanrım, ötelendiğim aşkın rüzgârında sen misin bunu söyleyen?

Eh, be kadın, zirvesinde dağların hasretine ben miyim illa ki yenik düşen?

Şair oldum senden sonra ya, öncesinde?

Şantiye şefiydim ben semtteki inşaatın.

Öncesinde kurye.

Bir ara yollarına gül dökeyim diye az mı arakladım çiçekçinin bahçesinden o devasa dikenli kan kırmızısı gülleri?

Hem de polen alerjim varken.

Fıstığa da alerjim var ama sen her ne kadar fıstığım olsan da:

Ah, yeme de yanında yat!

Tövbe, Rabbim tövbe.

Lafın gelişi canım, yanında yat derken…

Ben sadece bir aşığım yüreğin fendi yenilmişken. Hem de saf kan âşık. Bak damarlarımda sen geziniyorsun.

Elbette elim değmeyecektir eline yeter ki muradıma nail olayım.

Yok, yok bildiğin ne ki Muazzez?

Hem elim ekmek tutarken senin elini tutmak olacak iş mi?

Af eyle, minyon çiçeğim…

Af eyle, obez manolyam.

Ah, ağzımdan kaçtı ince belli papatyam.

Vallahi de haklısın, ben bir eşeğim: bak sırtıma bindirip gezdireceğim seni.

Yine mi yanlış bir şey söyledim?

Efendim, efendim?

Tabii canım son model gelin arabasıyla cümle âlem tanıyacak senin o ender bulunan güzelliğini elbet bende de hal kalırsa altından kalkarım İnşallah bu düğünün.

Gözlerinin ferine kurban olduğum tütsüler yakıp da dumanında solduğum narin çiçeğim.

Sobalı evimizde bak nasıl uzatacağız ayaklarımızı yer yatağında bir de soğanı bölüp yedik mi…

Ah, dilim tutulası.

Havyar da alırım elbet hatta şampanya da ama beni tutar ah, beni verdiğim paralar bir tutar ki…

Demedim canım.

Para dediğin ne ki ben paralamışken uğruna.

Ah, yazdığım kaçıncı mektup kaçıncı şiir ve sende hala tık yok.

Tık tık tık…

Kim o?

‘’Yo, gürültü yapmıyorum elbet sayın komiserim sadece salya sümük ağlarken azıcık da yüksek açmışken sesini müziğin.’’

‘’Buyurun lütfen ne istiyorsanız arayın. Altı üstü ben gariban işçiyim. Hiç içer miyim içki ya da şu bu? Efendim, elbet son model arabam yok. Tabanlarım yanar benim işe gidip gelirken. Kolay mı öyle taş taşımak? Taş taşırım da yoruldum demem.’’

‘’Kafam iyi mi? Başım ağrıyordu aspirin aldım. Nasıl yani kafam iyi mi? Ağzıma içki sürmem. Yok, yok, ben kimsenin şiirini ya da nişanlısını çalmadım. Sadece Müslüm ya da Orhan Babadan…’’

‘’Olacak iş mi elin kızına yan gözle bakmak?’’

‘’Elbet komiserim daha sessiz olurum. Buyurmaz mısınız sofraya? Allah ne verdiyse…’’

‘’Ne rüşveti memur bey? Ben gariban adamım. Dolabı açın hele… Sıçan düşse başı yarılır… Ne?’’

‘’Tehdit etmek ne kelime? Lafın gelişi dedim. Hani dolabın içi boş Maazallah dercesine…’’

‘’Elbet memur bey. Yaklaşmam yakınına Muazzez’in en az iki yüz metre uzağında duracağım.’’

‘’Söz, rüyalarımda da uzak duracağım ondan.’’

‘’Yine beklerim komiserim. Yok, yok, beklemem. Yok, demedim bir şey. Güle güle gidin güle güle gelin. Şey yani güle güle gidin işte.’’

Ah, be, gülüm, adımız sapığa çıktı senin yüzünden. Uyku haram artık bana ya polis uykumu basarsa?

Vallahi de uyku bastırdı.

Ah, Muazzez, ben basmaz mıyım senin düğününü?

Yanığım kızım sana yanık.

Tık tık tık…

Kim bu saatte kapıyı tıklatan yine?

‘’Buyurun kime bakmıştınız? A, evet, ben oyum. O aradığınız şair. Öyle mi efendim? Elbet yarın gelirim büronuza. Memnun oldum efendim.’’

Ben artık ünlü bir ozanım.

Duy beni Muazzez, duy.

Aşkın beni zengin eyledi, Muazzez. Artık elimi sallasam ellisi. Sen gel hele bir elli yaşına elin kızlarına nasıl da özenirsin.

Sensiz bu hayat harammış bana ha, Muazzez. Sensiz yaşamak mı?

Neden olmasın?

Ulan, Muazzez, bas git.

Hem obezsin hem de fingirdek. Ben seni her halinle kabullenmişken…

Papatya gibi değilsin işte. Olsan olsan pancar ya da patlıcan canıma da ot tıkamışken…

 


( Muazzez... başlıklı yazı GÜLÜM-ŞİİRİN TEK H/ECESİ İKEN AŞK... tarafından 29.10.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu