Sükût ikliminde konuşan deryayım ben,
İsyanlarım bastırır içimdeki leşleri.
Küfrün pazarında doğal olan,
Do telinden doğan, kazıklı bir Voyvoda.
Üzerime atadursun temelsiz ağlarını,
Caner’den balıklarım tüketir dağlarını.
Affı yok, vicdanı yok,
Çarmıha gerilen garip.
Mananın yükü potaları eritirken,
Rüzgârın poyraz eser, keşiş gibi hep gezer.
Düşünen şimdi sensin, Karadeniz kıyısında,
Dalgaların sert vurur, ahın durur sahilde.
Gülün açar kumsalda, kumsal denize kaçar,
Yalnızlık payesinde ummanın onur açar.
Affı yok, vicdanı yok,
Sükût’ta şimdi garip.
Sükûtun ihtilali nice canlar yakar,
Bülbülün âh-ü zârı kaleleri yıkar.
Hak dostuna zulmeden, inan kendine sıkar,
Haddini bil, haddini — Hakk’ın sillesi yakar.
Affı yok, vicdanı yok, kazıklı bir Voyvoda,
Etkisiz bir eleman,
Mazlumdan umman bakar.
Şiirimi seçerek güne taşıyan değerli Seçki Kuruluna teşekkür ederim.