Hissikablelvuku




              HİSSİKABLELVUKU

 

Ruhun müziği, vadiden aşağıya soluksuz serilmişti. Kanatlarının her bir tüyünde, hatıraları taşıyan kuşlar geçiyordu üstümden. Düşsel gölgeler vuruyordu, kelime ile anlam arasındaki köprünün halatlarına. Çimenlerin arasında, incecik dalların üzerinde, kendi masallarını yazmaya çalışan ballı sarısalkım çiçekleri vardı..

 

Yan yana sıralı ağaçların yanından geçiyordum. Rüzgârdan silinmiş ayak izlerinin üzerine denk geldiğimde, varlığın sınırlarının dışına çıkıyordum. Ceplerinden dökülen şiirleri toplaya toplaya dev bir kestane ağacının yanına kadar geliyordum. Kollarımı gövdesine dolayınca, ağacın ruhuna bürünüyordun sen. Gözlerimi kapattığımda köklerin denize kadar ulaşıyordu. Omuzlarında mavi bir yolculuğa çıkıyormuş gibi hissettiren, parıltılı tuz kokusu duruyordu..

 

Yüreğim kalemin yolunda ufalandıkça, topraklarım genişliyordu. Hakikisini arıyordum her şeyin; ekmeğin de, dostun da, sevdanın da. Tüneller ve mağaralar kazıyordum ışığın ensesinde. Neye ihtiyacım olduğunu kazmanın ucunda öğrenmek istiyordum.  Karanlığın mahallelerinde yol alırken bazen kendimi dahi göremiyordum. Bir buğday tohumunun ruhuyla yaşamayı öğreniyordum. Şafağını bekleyen her duam için daha da fazla deniz kabuğu daha da fazla kocaman gülümsetebildiğim insan yüzü dolduruyordum çuvallara..

 

Sevginin arka planında, fark etmeden kendi sığınaĝımın temelini kazıyordum. Kazmayı vurdukça, olacakların bendini kırıyor, aslında etrafımı gülistana çeviriyordum. Tünellere ve mağaralara diktiğim gül fidelerini bırakıyordum arkamda. Işığa ilerledikçe, kırmızı güllerin kokusunu çekiyordum içime. Sen, karanlıkta, bir ev sahibi olmamanın ne anlamına geldiğini öğretiyordun bana. Sevgim hayali duvarları boyuyor, İran halıları seriyordu salonuma. Ben, bulmam gereken yaşama sebebime yaklaşıyordum. Demir olup, kızgın ocağın közünde şekillenmek için tüm sınırlarımı kaldırıyordum..

 

 

 

 

 

                   Mavi Yıldırım

 

 

 

 

               

 

( Hissikablelvuku başlıklı yazı MaviYıldırım tarafından 25.11.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu