Yaşayarak öğrenen insanları severim. Bunlardan biri de benim. Hem de en âlâsı! Dünyası kendinden büyük hayatları vardır onların. Hayallerini büyüten sabrı, mutluluklarını büyüten umutları, sevgilerini büyüten ruhları vardır. Onların dediğime bakmayın. Bu biraz da ben’lerin demek aslında. Lakin kibarca ve tevazuyla bu tanım yerinde olacaktır. Yerinde demişken, onların olumsuz taraflarını da görmek lazım. Çünkü onlar da farkındalar artık. Mesela her şey hareket halindedir, yerinde duran ne mantığı ne duyguları ne de davranışlarıdır. İşte “dünyası kendinden büyük” dediğim nokta da tam olarak budur. Döner durur; hep ilerler kimi zaman hızlanır kimi zamansa yavaşlar. Fakat gerisingeriye dönemez onlar. Onların yaşadığı bir ilişki düşünelim. Başlamakla hissedilen o tatlı heyecan ardından gelen hüsranlı ayrılık sonra ise yapayalnızlık taşıyan geri dönüşlerle oluşturulan bir kısır döngü… Burada bile eskiye döndüklerini düşünmezler. Çünkü her geri dönüşte bir şey öğrenirler; kendilerini! Versiyonlarını, duygularını en çok da dengeyi! Alma-verme, sevme-sevilme, yaşam-ölüm dengesini. Aynı işi farklı sonuç bekleyerek yapmak kulağa ahmakça gelebilir. Ama asıl mesele değişim içindeki bir kozanın büyüdüğünü görebilmektir. Onların gözünden. Yani kendilerinin pencerelerinden… Dolayısıyla sonucunun da farklı yollar açacağını bilerek cesaretle ilerlerler. Nedeni şudur; bir saniyeleri bir saniyelerine tutmadığında bu onları dengesiz biri yapmaz! Çünkü dünya hiç aynı kalmadan döner, onlar da ayak uydururlar. Zamanın kıymetini en çok onlar bilir. Çünkü zaman geri alınmaz ve daha önce bahsini geçirdiğim üzere onlar ne geri gidebilirler ne geri durabilirler. Kendini bilmek derya denizken onlar, suda ilerleyebilirken asla yüzeyde bekleyemezler. Belki bir çocukluk travması görülme isteğini tetikler. Belki bir ergenlik karmaşası yalnızlıktan korkar. Belki bir yetişkinlik olgunluğu sorumluluktan kaçar. 
   Her ne olursa olsun insan dediğimiz “onlar” ayna yerine gölgeyi tercih ederler. Çünkü bilirler; ışığın kırılmasını değil ışığın vurmasını isterler. Tenlerine değenin kırık bir kalp yerine vurucu bir yürek olması gibi… 

Tuğsel Karakırık 💫 
( Gölge Gölge Söyle Bana başlıklı yazı Tuğsel Karakırık tarafından 20.12.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu