Bilgi ve şahadetimiz, duyduklarımıza bağlı;

Kalemimiz küsur; manamızsa dağlı

Bir gülün resminde koca bir gülistan

Sergilenmekte hem de sollu, sağlı

Nerede himmet erbabımız

Nerede "vira bismillâhımız"

Vefa borcumuzu eda etmek üzere

Sevgi, hoşgörü meltemlerine muhatabız...

İçimizden birkaç düzine kara sevdalı,

Takılmadan hasret ve hicrana,

Gurbet ve yâd eller demeden,

Açılırlar Hakk’ın rızası için cihana

Ne kendilerine takılırlar,

Ne de önlerini kesen engellere

Yüreklerinde renk atmayan tek şey: Sevda

Rıza ve vuslat arzusuyla yürürler yad ellere

Onların ufuklarında insanlığın mutluluğu

Gönüllerinde rıza, Rıdvan ve sahabe kutluluğu

İffet ve ismetleriyle de

Arkalarından doğmakta fecrin ululuğu

Bozulmakta zulmün, karanlığın büyüsü

Kaçmakta tüm yarasaların uykusu

Diyarlarına sürünce fikir atlarını

Kurulmakta inançlara öldüren pusu

Temsil konuşunca hacet mi kalır tebliğe?

Sözü mü olur halin yanında dilin?

Elbette doğacak atînin çocukları

Geleceğin tahammülü yok artık gebeliğe


Antakya-041210

 

( Doğacak Atinin Çocukları başlıklı yazı KOCAMANOĞLU tarafından 4.12.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu