Sana sesleniyorum,
Yaşamak zorunda olduğum hayatım…
Sana, evet sana sesleniyorum…
Yıllardır yaşadığımı sandığım,
Ama yaşamaktan ve senden
Hiçbir şey anlamadığım hayatım…
Sana sesleniyor ve susmanı istiyorum.
Susuyorum ben de sana karşı
Sadece susuyorum…
Avazım çıktığı kadar susuyorum…
Öyle susuyorum ki sessizliğimin feryadı
Taa arşa dayandı…
Anlayamadım, ben mi sana verildim
Yoksa… Sen mi bana verildin.
Sen bana verildinse biliyorum,
Ümitlerin ve hayallerin yıkıldı,
Bende kendini kaybettin.
Bulamadın ben de sana ait bir şey.
Ben varım ben de, sen yoksun ki
Sadece ben varım işte,
Ve yuvarlanıyorum kaderimce.
Sanma ki sen varsın bende
Sanma ki seni yaşıyorum bedenimde.
Tutuyorum seni sadece hayalimde…
Şayet ben sana verildimse…
Gördüm ve anladım ki
Sen de yoksun sende, ey hayat.
Sen de yoksun sen de.
Ne mi verdin bana, ey hayat.
Bak! sayayım sana,
Bana kendini verdin, ya da
Kendin geldin bana,
Güya hayat verecektin, güldürecektin…
Hayat dedim, Hayatımdır dedim
Kabul ettim…
Ama Acı verdin, ızdırap verdin,
Ayrılık verdin, hasret ve gurbet verdin.
Gözyaşı, pişmanlık ve perişanlık verdin…
Bir gün olsun can-ı gönülden güldürmedin…
Olur dedim, hayatımdır, hayattır dedim
Kabul ettim… Yetinmedin,
Köle ettin, kul ettin,
Ben de yaşamaya, beni kendine yol ettin…
Ne mi verdin bana ey hayat.
Ne yaptımsa, ne ettimse olmadı
Ben de sana ait bir şey kalmadı…
Hayallerim vardı sana dair
Yıkıldı…
Emellerim vardı, hem de uzun emellerim
Ne ettim nasıl ettim bilemedim
Şimdi boş kaldı ellerim.
Şimdi yıkıldı hayallerim…