Safa Tepesi - Ayumi -1
Şunun
şurasında dönemin bitmesine az bir zaman kalmıştı. Bu güne kadar onu
anlamaya çalışmak ve izlemekle geçmişti. Artık duygularına söz
geçiremez olmuştu. Okul çıkışında onu takip etmişti.
Genç adam; yaprakları yeni yeni filizlenen yaşlı ağacın alında, bankta oturmuş; kıyıya gelip gitmekte olan dalgaları seyrediyordu.
Hareketleri, derse
olan titiz ilgisi ve yorulmak nedir bilmeyen gayreti en dikkat çeken
yönleriydi.
Duyguları dışa kapalı, yüreğine erişilmesi zor biri gibi
görünüyordu. Aslında öyle biri de değildi. Hiç ağladığı olur muydu?
Gözyaşları içe dönük mü akardı? Dış alemlere yansımaz mıydı? Ufkunda
tuttuğu, oturduğu ağacın dibinde iç alemine akan görünmez yaşlarla
ağlayan biri miydi? Gördüğü kadar; şehveti körükleyen arzulara tutsak
yaşayanlardan biri de değildi. Sınıfta, okulun
bahçesinde, laboratuvarda, peşinde gölgesi gibi gezen kızların
bakışlarından nispeten uzak dururdu.
Yaşamaya çalıştığı inancının
çilesini çeken biri miydi? Gözyaşlarını hiç sevmeyen, daima iç alemine
ağlayan biri miydi? Gönül işlerine yüz çevirmekte olduğu ne derece
doğruydu? Kendini, nefesi kadar yakından takip eden genç kızlardan
gerçekten habersiz miydi? Mahiyeti bilinmeyen duygularla uzaklara bakışı
merak uyandırmaktaydı…
Sözlerine nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordu. Bu güne kadar
çekindiğinden bir türlü açılmamıştı.
Her geçen gün içinde tutmaya
zorlandığı duygularının şiddetli baskısı altındaydı. Nasıl olsa
kaybedecek bir şeyi de yoktu.
Kendini nefesi kadar yakından takip eden,
içinden "bu adamla bir gece geçirmek için neler vermezdim..." diyen genç
kızdan habersiz, körleşmiş duygularla uzaklara anlamsız bakmaktaydı.
"Merhaba" dedi. Ölçü tanımayan saçları omuzlarının üzerine dökülmüş
sarı parlak saçları dalgalanan kız, yosun yeşili gözleri ufkunda,
hissiyatını pembe dudaklarına verip ilanı aşk etmek istiyordu.
"Merhaba" dedi genç adam. Kuru bir "merhaba"ya cesaretlendi genç kız.
"Yalnızsınız" dedi.
"Yalnız olduğumdan nasıl emin olabilirsiniz?" dedi genç adam.
Beklemediği bir cevaptı. Şaşırdı. Bir an tereddüt etti ve bir birine
zıt duygular arasında gidip geldi.
"Benim göremediğim birileri mi var?" dedi.
"Hayır. Herkes yalnızlık çekebilir ama ben pek değil... Bak!...
Deniz dalgalarının coşkulu; sahile söylediği şarkıları, ağaçların
meltemle olan muhabbetini, kavga dövüş etmeden akşamın gündüzle
kucaklamasını, yerini veda ederek; mehtaba bırakacak güneşi, kendi
mecrasında akıp giden hayatın bizlere bahşettiği sıhhati, görmüyor
musun?
Genç kız, boş bulunmuş gibi hissetti kendini…... Genç adamla göz göze geldi. Onun bakışlarında boğulur gibi oldu.
"Oturabilir miyim?
Genç adam: "Buyurun diye söyleyinceye kadar oturmadı. Bankın diğer ucuna sessizce yerleşti.
"Tek başınasınız"
"Evet. Siz de öyle…
"Belki açılırım diye dolaşmaya çıkmıştım. Güzel bir gün değil mi?"
"Evet."
"Söylesem mi?"
"Neyi!"
…!
...
Devamı Var...
...
Km-010105
(
Safa Tepesi - Ayumi -1 başlıklı yazı
KOCAMANOĞLU tarafından
27.07.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.