Yorulmak için yormadım bu kalbi.
Hurdaya çıkmış sevdaları aldım,
İşledim kan kokan maden ocaklarında.
Hiç eskiciye satmadım kendimi.
Antika düşler besledim yarınlar için.
Şarap kokan sarhoş mahzenlerde
Gün görmemiş karanlıklara gömmedim seni.
Mis kokan meyve bahçelerinde
En nadide ağaçlara aşıladım da
Kurumaya yüz tutarken
Gözyaşıyla suladım gidişini.
Toprak kokusu gibi yayılırdı
Her yağmurdan sonra kokun.
Üstüme üstüme gelirdi.
Kaçamazdım beton kaldırımlara.
Yüksek binalara atamazdım kendimi.
Bazen bir marangoz gibi yontardım acıyı
Kıymık misali batardı elime dertlerim.
Ufacık yara her işime engel olur
Hayata küstürürdü beni.
Surlar ördüm kalbimin odalarına.
Unuttum bir an en iyi surların bile
Tuzla buz olabileceğini.
Sevda dilenmedim kimseden
Yalvarmadım metal ve kağıttan aşklara.
Gözleri bağlı çıktım yola,
Her karşıdan karşıya geçişimizde
Keşke bırakmasaydın ellerimi.