Hikaye / Toplumsal Hikayeler

Eklenme Tarihi : 3.12.2015
Okunma Sayısı : 1015
Yorum Sayısı : 0
Maden sahibi, olanlara bir anlam katmaya çalışırken; önündeki ekrana bir görüntü geldi… Çöken madende eşini kaybedip, bu tezgâhı kuran kadın çıkmıştı ekrana… Simsiyah bir elbise vardı üstünde… Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı…

“Belki beni tanımıyorsunuz… Ama ben, sizi tanıyorum… Siz, eşimin çalıştığı madenin sahibisiniz… O kadar gücünüz, imkânınız olmasına rağmen sahibi olduğunuz madende gerekli güvenlik önlemlerini almamışsınız… Ben ve o madende çalışanların hanım ve çocukları bundan hiç hoşlanmadık… Sizin cimriliğiniz yüzünden biz, sevdiklerimizden olduk… Hanımlar, beylerinden; çocuklar, babalarından… Onların haklarını ne yapsanız ödeyemezsiniz…” Kısa ve acı bir sessizlik olduktan sonra devam etti… 

“Etrafınızdaki fotoğraflara bakın lütfen… Eşimle mutlu günlerimiz artık sadece bu karelerde… Ne yüzünden…? Bir maden yüzünden… Yeterli güvenlik önlemlerinin alınmadığı bir maden yüzünden… Siz; armudun iyisini yerken, onlar; yerin yüzlerce metre altında kararan yüzlerini alın terleri ile yıkıyorlardı… Sırf evlerine, eşlerine, çocuklarına helal bir rızık getirebilmek için onca cefa çektiler… Ama…” sözüne devam edemedi… Çünkü konuştukça canı yanıyordu…

Kendini toplayıp konuşmaya devam etti… “Aslında ilk aklıma gelen şey, bu görüntüleri izledikten sonra şu anda bulunduğunuz madeni havaya uçurmaktı… Ama ben, bu kadar acımasız olamadım… Çünkü ben hem bir eş, hem de bir anneyim… Size bir şans vermeye karar verdim… Olur a, belki kurtulur ve sevdiklerinize kavuşursunuz… Zira bulunduğunuz madenin kapatılma sebebi; yapılan araştırma ve incelemeler sonucunda, depremlerin sık yaşandığı, fay hattının geçtiği bir bölgede olmasıymış… Yani, yeni bir deprem olmadan oradan kurtulabilirseniz bu korku bile zaten size yeterli olacaktır… Kurtulamazsınız, en fazla aileniz üzülür… Tıpkı bizim gibi… Tıpkı benim gibi…” 

Konuşma bittikten sonra ekrandaki görüntü kayboldu… Artık, maden sahibi bulunduğu yarı karanlık madende yalnız olmadığının bilincine varmıştı… Vicdanı ile baş başaydı… Vicdanı; kulaklarının dibinde bağırdıkça kızaran yüzünden pişmanlığı okunabiliyordu… İçindeki acı; gözlerinden yaş olarak akıyordu… Daha önce varlığından haberdar olmadığı pişmanlığı tadıyordu…

Madende eşini kaybeden, bu organizasyonu tertip eden kişi; acısını biraz da olsa unutabilmek için uyumaya karar verdi… Nasıl olsa, maden sahibinin o madenden kurtulup kurtulamadığını haberlerden er yada geç duyacaktı… Yani en azından o, öyle düşündü… Fakat gözlerini kapattıktan sonra kuş sesleri duymaya başladı… Gözünü açmak istemiyordu ama kuş sesleri, dayanılamayacak kadar çoktu… Göz kapaklarını hafif araladığında etrafta kuş falan göremedi… Eşini beklerken uzandığı kanepede duruyordu… Sonra kuş seslerinin yanında eşinin sesi de gelmeye başladı… Üstündeki uyku mahmurluğunu atıp, gördüklerinin rüya olduğunu anlaması bir iki dakikasını aldı…

Koşa koşa kapıya gidip, kapıyı açtı… Sanki yıllardır görmemiş gibi eşinin boynuna sarıldı… Eşinin kapkara yüzünü öpücüklere boğdu… Bir yandan da “Allah’ım, sana çok şükür…! Yaşıyor Allah’ım…! Allah’ım, sana çok şükür Ya Rabb’im…!” diye sevinçle şükrediyordu… Bu olanlara tam bir anlam veremeyen eşi, “Hanım, hayırdır…? Altı üstü sabahtan beri görüşmüyoruz… Bu ne özlemdir…? Ne ölmesinden bahsediyorsun…?” diye sorarak olanlara bir anlam yüklemek istedi… Hanımı da, “Sorma bey, bir kâbus gördüm… Ama Allah’a şükürler olsun ki sadece bir kâbusmuş… Sen içeri geç, biraz rahatla, ben de sofrayı kurayım… Sofrada anlatırım…” diyerek eşinin toz, kir içindeki yanaklarına iki buse daha kondurup sofrayı hazırlamaya başladı… Bu sırada, gördüklerinin yalnızca bir kâbustan ibaret olduğu için Allah’a ne kadar şükretse az olacağını düşündü…
 
( Bir İnsan Nasıl Raydan Çıkar - Toprak Altında 2. Bölüm başlıklı yazı 4harf1kelime tarafından 3.12.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.