Hikaye / Yaşamdan Hikayeler

Eklenme Tarihi : 25.12.2015
Okunma Sayısı : 785
Yorum Sayısı : 0
Gencimizin geçmişine gideceğiz yine… İlköğretimde ya 3. sınıftan 4. sınıfa yada 4. sınıftan 5. sınıfa geçiş sırasındaki bir Yaz mevsimindeyiz…

Bilirsiniz içinde iman bulunan ve elinde imkânı bulunan her aile evlatlarını yazın hocaya, Kuran-ı Kerim öğrenmeye gönderir. Yani en azından bizim örf ve âdetimizde böyle bir şey vardır. Bizimkisi de Kuran-ı Kerim öğrenmeye gidiyordur.

Genelde böyle yeni bir şey öğrenmeyi çok seven gencimiz, hocaya da aynı bu hevesle gider. Dinine ait birçok şey öğrenir… Küçükken ailesinden duyduğu Allah'ın, peygamberin aslını astarını öğrenir hocaya gittikçe… Her öğrendiği yeni bir şey neticesinde içinde anlamlandıramadığı bir huzur hisseder. Gülerek gelir hocaya ve yine gülerek ayrılır hocadan…

Bir müddet sonra Elif Ba kitabından Kuran'a geçer. Artık bundan sonrası hatimdir. Her gün okuduğu Kuran sayfalarında birkaç kelimeyi tanıdık buldukça biraz daha bağlanır okumaya… Ve az da olsa anlayabildiği için sevinir. Öyle anlıyor dediysek Arapça'yı birebir Türkçe'ye çevirebildiğinden değil… Kuran'da geçen ve daha önce duyduğu peygamber isimleri mesela… Hz. Nuh gibi… Hz. Musa gibi… Onları okurken tanımasından…

Gel zaman git zaman sabah olan dersler, Kuran'ın ortalarına gelindikçe ikindi namazından sonrasına da sarkmaya başlar. İkindi namazından sonra da yalnızca Kuran'a geçenler ders işlemektedir… Ama ufak bir sıkıntı vardır… Sabah dersi erken bittiğinden ikindi namazına kadar epey vakit kalmaktadır ve camide de boş boş beklemenin bir anlamı yoktur ona göre… Eh şimdi birkaç saat için taa eve de gidemez. Git gel araba parası, biraz maliyet eder çünkü… Ne yapmalı ne etmeli derken kurs arkadaşlarından birisinin aklına bir fikir gelir…
 

Kuran öğrendikleri cami, denize yakın bir yerdedir. Yani tek başına yürürseniz 5 – 10 dakika, arkadaşlarla sohbet ede ede giderseniz 15 – 20 dakika… Mesafe kısa ve deniz, yaz sıcağında en iyi bedava alternatif olarak gözüktüğünden ikindi namazına kadar yüzmeye karar verirler…

Birkaç gün böyle devam eder… Fakat birkaç gün sonra bizimkinin annesi içindeki merak duygularını kelimelere dökerek, denize gidip gitmediğini sorar… O da olası bir faciayı aklınca önlemek istediğinden “Hayır." demenin daha uygun olacağını sanıyordur… Ama tabi ki bu cevap annesini ne tatmin ne de ikna etmiştir… O da “Bir daha denize girmeyeceksin. Bak başına bir şey gelir. Zaten yüzmeyi de iyice bilmiyorsun… Allah korusun, ya başına bir şey gelse?" diye telkinde bulunduysa da gencin kanı hızlı aktığından ve yaşının vermiş olabileceği bir cahillik yüzünden “Ya n'olacak ki?" diye düşünüp yüzmeye devam etme kararı almıştır kendince…

Yine bir gün arkadaşlarla yüzmeye giderler. Gencimiz hazır yeterince sulu bir ortamda olduğunu idrak edememiş olacak ki sulu bir şaka girişiminde bulunur… Boğulma taklidi yapıp arkadaşlarından yardım istemiştir… Bir tanesi görüp yanına geldiğinde ise sırtına çöküp onu suyun altına batırma eyleminde bulunarak bunun adına “Şaka…" demiştir… Biraz kızgın şekilde hocaya geri dönmüşler aradaki şaka mevzusunu unutmaya çalışıyorlardı…

Ve bir deniz macerası için daha yola çıktılar… Bu sefer bazı arkadaşlarının ısrarı üzerine kıyıdan biraz daha ileriye gitmiştir… Ama hem yüzme bilmemesinden hem de gittiği yerin boyunu aşmasından dolayı zor anlar yaşamaya başlamıştır… “İmdat… İmdat…" diye zar zor bağırarak sesini duyurmaya çalışır… En sonunda yine geçen sefer gelen arkadaşı gelmiş ve onu kıyıya çıkarmayı başarmıştır…

Yuttuğu sular ağzından çıktıktan sonra kendine gelmiş ve arkadaşına sonsuz teşekkürlerini sunmuştur… Arkadaşı, geçen yaptığı şakadan dolayı ilk başta bunun da bir şaka olabileceğini zannettiğini ama sonra “Ya gerçekse?" diye düşünüp yanına nasıl geldiğini anlatır… 

Eh tabi ki annesine yalan söyleyen çobanımız bir daha iyice büyüyüp, yüzme öğrenene kadar ailesi dışında, tek başına denize girmeye tövbe etmiştir…
 
( Gerçek Hayattan Alıntıdır - Yalancı Çoban başlıklı yazı 4harf1kelime tarafından 25.12.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.