Şu üç konaklık dünyaya
Geldim. Gördüm. Gidiyorum.
Benim derdim benimle…
Kimseyle bir alıp veremediğim yok
Ne ödenmemiş bir çekim
Ne de tahsile muhtaç bir senedim var
Ben bu dünyadan geçtim.
Hanı, Hamamı, Tahtı, Sarayı
Şatafatı, tuğyanı ve bolca parayı
Maşuklarına bıraktım.
Benim derdim benimle.
Şu üç günlük dünyada
İcraya veremezler beni icra memurları.
Çünkü adıma kayıtlı bir dikili ağacım bile yok.
Belki de ben bir deliyim.
Çünkü ben bütün bunları aşan başka şeylerin muzdaribi
Başka şeylerin duygu seliyim.
Aşk gibi, Özgürlük gibi
İnanç gibi, insanlık gibi.
Belki de ben bir deliyim.
Çünkü herkesin derdiyle dertlenecek kadar deli,
Hiç kimse tarafından düşünülmeyecek kadar bir yokluğun eliyim
Belki de bu yüzden çoğunluğun kavline göre ben bir deliyim.
Çulsuzluk başa beladır
Varlığın sırrına erememiş çullular(!) sofrasında
Bu yüzden ilk göz ağrımı yitirdim
Sürüleşen şehrin yığınları arasında.
Çünkü ben bu şehrin bulvarlarında
Boyanmış sentetik aşkları değil
Sonsuzluğa öykünen
Muhkem şarkıları aradım.
Bu yüzden bir deli olabilirim
Çünkü arayıp ta bulamayacağım
Bir şey kalmamış ki,
Cebin ve midenin kulluğuna ram olmuşlar arasında.
Bu yüzden yalnızım
Bu anlamda yoksulum
Ve bunun için asiyim durduğum noktada
Bu yüzden bir deli olabilirim
Vakit yitirmeden
Ben de aradıklarımın ardına düşmeliyim.
Diyarbakır, 08.05.2005