Beynimin kalelerini bilinmeyeni çok denklemler sarınca

Hemen sayfalarına dalarım kutlu kitabın

Ayetler bir bir aydınlatır burçlarını havsalamın

O kadar arı o kadar duru aydınlanır ki her yer:

Konuya dair ek bir izaha mahal bırakmaz ayetler

“Onlar kendi aralarında umuttan da sıcak,

Ana yüreği, sevgi tomurcuğundan da yumuşak…”

Ve gayrilerine öylesine haşinler ki,

En küçük yanlışlarında

Kılıcın keskinliği delirir

Sağır taşların donukluğu bile onları ele verir

Ve taşa çalınan kılıncın kıvılcımları

Etrafındaki çemberi küle çevirir…”

İşte onlar böylesine devrimci bir kuşak.

Gerçeği böyle haykırıyor Furkan

Doğruyu böyle resmediyor Burhan.

 

İlahi, ancak sen çözersin bilmecemizi

Birbirimize karşı dağ gibi büyüyen kin,

Öfke ve iftiralardan sanki zebanileriz

Ve gayrilerimize sanki rahmet gibiyiz

Cennetin enginliğini bile hor görür

Sabrın kapılarını ardına kadar açarız

Daha fazla yumuşamadığı için

Pamuğu pişman eyleriz

Ehveninden en geniş daireler çizeriz

Boynumuzu çul eyleyip yere serer,

Maslahat gereği yaydığımız metanet ve merhametten

Yeri göğü hayran ederiz.

İşte kitap işte akıl ve işte hitap

Yanı başında da fiillerimizle duran biz

Kerem eyle ilahi, senden saklanamaz hiçbir iz

Bu hal ve tavrımızla bizler, sahi hakikatte kimiz?

 

                                                                    (İst. 89)

( Tavır başlıklı yazı Sedat DOĞAN tarafından 25.07.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.