Gidilen bütün yollar kendine döner !
Adam…
Adımlarına hız vererek uzaklaştı gününden
Ve karardı gökyüzü yenikliğine…
Acı düştü kentin orta yerine
İç boğuntusundaki harflerden
Bir cümle kurdu
Erteleyerek azalmıyordu insanın acısı
Ağırlaşan gözlerini sokak kedilerinin
Yalnızlığına bükerek döndü ötelediği yenilgisine…
Kadın…
Zihninde onca soruyla karıştı zifirden
Dört duvar gecesine…
Sustu yürüdü hiçliği soluyan penceresine
Tavana çizdiği resimlerden vazgeçip
Cam kırığı düşleriyle kırık bir kalp çizdi
Başparmağıyla…
Neye ve nereye dokunsa ıssızlığı
Gövdesine yapışıp yakıyordu
Ve yankılanıyordu boşluklarında…
Ve ince bir sızıyla ürperdi
Ve kalbinden öldü…
_________________________
At sıcağına yüreğimi
Daha yanacaktı uğruna bir ömür
Ve gamzemde güller açacaktı
Her şeye rağmen…
Umursamaz olmadım hiç sayılırken hayatta
Oysa isteklerim çok değildi
Mutluluktan anlayışım büyük hedefler değildi
Ve ben hiç ben olamadım hiçbir şeyden uzak
Biçildi alnımın çizgilerine
Fakat biçen olmadım…
Hep avutuldum… Susarak olgunlaşırsın dendi
Sustum!
Oysa çocuklar koşuyordu gözlerimde yalın ayak
Mutsuzluğa yenilmeden öncesi…
Şimdi ne kadar maviye boyasam da hüzünlerimi
Uçurtmaları hep takılı gözlerimde koşan çocukların
Kapkara gökyüzüne…
Bana gülmekten bahset biraz
Nasıl yakışır kim bilir serseri yüzüme
Durdur saatleri ne olur
De ki;
Ayrılıklar silinsin takvimlerden
Hicri bir an belirle gözbebeklerime
Kül tutsun geçsin boşluklarımın önüne…
De ki… Süresiz sevdim seni
Acıtmadan
Asla yanılmadan
Pişmanlık nedir bilmedim tadını
De ki bu gecede avunsun gönlüm
Bakışlarındaki uzaklıkla…
Gör ki;
Az evvel vuruldum gerçeğimle…!
Ne desem faydasız
Ne desem haksızım biliyorum
Haddim olmayan bir mutluluğa
Pembe gülücükler düşüyorum
Oysa koşarken ölüyorum…
Kadın…
Rüyalarından düştü
Uçurumlardı eşlik eden düşlerine…
Adam…
Bir taş attı sokaktaki kediye
Çünkü iç çekişine döndükçe
Yalnızlığı yankılanıyordu kedinin gözlerinde…
Kadın… Uyandı!
Kirpiklerinde ki boncukları
Eteğine döktü…
Katıksız bir hüznü ciğerlerine çekti
Dönüp dönüp kendine gitti
Gittikçe öldü…