Kirpiklerinin açtığı yolda yürüyorum
Gece uzun…
Susma ki aydınlık olsun Araf…
Şımarık damlaları dökülürken gecenin esmerliğine
Çırılçıplak bir sözcüğü giyer gibi
Gizliyorum seni içimde büyüyen kalabalığa
İmgeleri pasifliyorum
Sade bir sevdaya yüz sürdüğüm vakit…
Bak tüm sokaklar sen şimdi
Hangi köşeyi dönsem
Sessiz sedasız dalıyorum gözlerinin hüznüne…
Bak bana! Kapama gözlerini!
Görmeliyim kendi gerçeğimi…
Geceyi çoğaltan bakışlarında öğrendim
Ki
O vakit inanmıştım gecenin büyüttüğü aşklara…
Ve geldin…
Yorgun bakardı baharlar suretime
Rüyalarımdan vurulmadan evveli…
Bitmeyen şarkımsın… Dersem notalar tükenir…
Dilime firketelenmiş ezgiler ayrılık derken
Bundandır korkulu ışıkların kıblesinde
Kendi sesime garipliğim…
Barışın adını sadece içindeki gölgesiz kalabalıktan biliyordu
Saatini gösteriyordu bana
Benim sessizliğim sende sürecek der gibi…
Sessizken de sevdim seni…
Oysa o buğulu sesiyle titremişti yüreğim
Ölesiye bir huzur… Sonsuz mutluluk…
En çok gelişlerini sevdim
Düşünemedim özlemi bir kere
Ki kaçıyordum kendimden köşe bucak…
Ve gözlerindeki o yolculukların acıtan yanı…
Dönüş yolların suskunluğumdu
Sen uçsuz bucaksız vatanım…
Aldırmıyordu suretindeki çizgilerin çeşitliliğine
Ve yüreğindeki boşluklardı adımlarının önündeki derin kuyular…
Biliyordum…!
Bu kar gülüşlerim eriyecekti bir gün…
Öyküler sürüyoruz şimdilerde ayın alnına…
Ve gördükçe mavi bakışlarını
Tebessüme meyl etmiştim
Tam o gün umutlara borçlu
Hayallerimden alacaklı olmuştum…
Koşar adım kendime dönerek
Gözlerimi yakan her bakışına
Dokundum yarasını öperek…