Seneler seneler evvel, Cumhuriyet öncesi, İstanbul Çamlıca’ nın köklü ailelerinden birine mensup, güzelliği dillere destan çok güzel bir genç kız yaşarmış onu çok seven ailesiyle birlikte. Beline kadar gelen uzun saçları, iri ela gözleriyle, eski İstanbul’ da oldukça tanınır ve çok sevilirmiş.


Yaşı henüz çok genç olmasına rağmen, o zamanın koşullarına riayet edip, genç bir subayla hayatını birleştirmiş bu güzel kız. Genç çift birbirlerini çok sevmişler ve zaman içinde üç evlat sahibi olmuşlar.


Genç adam karısına o denli âşıkmış ki, sevgisini sık sık dile getirir, ona ithaf en duygu dolu şiirler yazarmış.


Gel zaman git zaman, savaş ortamı iyice belirgileşince, vazife icabı savaşa gitmek zorunda kalmış biçare adam. Zor koşullar altında istiklal mücadelesi veren memleket hayli ağır bir imtihandan geçmekte olduğu için, genç kadına düşen; sevgili kocasının sağ salim dönmesini beklemekmiş.


Uzun bir süre ayrı kalmışlar; vatan aşkı ağır basmış onların aşklarının yanında ve gün gelmiş, genç adam ailesinin yanına dönmüş ama ‘’gazi’’ sıfatıyla. Çekilen acılar o denli ağır gelmiş ki ona; kavuşmanın ardından kısa bir süre sonra, ebediyen terk eylemiş ailesini.


Zamansız ölümü, kadının kalbine kor gibi düşmüş. Üç çocuğuyla yapayalnız kalan kadın, onlara tüm gücüyle kol kanat germiş. Yaşananlar yetmezmiş gibi arka arkaya iki evladını da kara toprağa vermiş, eşinin ölümünün ardından. Ve hayatta kalan tek evladı artık onun tüm dünyası olmuş.


Nice talipleri çıkmış ama kalbine gömdüğü biricik aşkının hatırasına bir an bile ihanet etmeyi düşünmediği için, asla evlenmemiş. Beraber devam etmişler hayat yolculuklarına genç kadın ve oğlu.


İşte, bu asil, dirayetli kadın,’’gururla söylüyorum ki’’, benim babaannemdir. Keşke onu daha fazla tanıyabilip, onun duygularına tercüman olabilseydim. Çocukluğumun en güzel anıları; onunla geçirdiğimiz güzel günlere dairdir. Ben çok küçükken hayata gözlerini yumduğu için, onu hayal meyal hatırlarım. O benim ilk arkadaşımdı çocukluk yıllarımda. Çok severdim onu, sık sık onu kızdırmak, beraber oyunlar oynamak, o günlerden kalan güzel anlardır.


Çok çile çekmiş, tek evladını her şeyden, herkesten sakınmış çok güçlü bir kadındı. Babam ona tapardı. Biricik annesi tüm hayatını ona adamış ve zor koşullarda onu okutmuştu. Kurtuluş Savaşı sonrası ağır darbeler alan pek çok vatansever gibi onlar da acılar çekmiş, ama asla yılmamışlardı. Görmüş geçirmiş, bilgili, hoş bir kadındı babaannem. Babamla her zaman gurur duyardı. Çok genç yaşta öğretmen çıkan babamla birlikte karış karış dolaşmışlardı vatan topraklarını; özellikle Anadolu’ daki köylere tayini çıkan babamı asla yalnız bırakmamış ve beraber tozunu yutmuşlardı bu yolların.


Onlara dair çok anım var, çocuk aklımla bunlar yer etmişti bende yıllar önce.


Babaannemin ilk torunuydum; kardeşim doğduktan kısa bir süre sonra onu kaybettik. Hayatının son yıllarında epey acı çekti, belki de, gençliğinde çektiği acılardan daha çok.


Ölümün varlığını henüz bilmezken, onun gidişiyle hayat bambaşka gözüktü bana. Ailesine inanılmaz düşkün, dik duruşlu ve mağrur bir insandı. Kolayca etkilerdi karşısındakini. Ona her zaman hayran olmuş ve hep takdir etmişimdir. Yaramazlık yaptığımda, gider, onun eteklerine yapışır, başımı dizine koyar ve aklım sıra görünmez olurdum. Beni çok severdi, babama inanılmaz düşkündü, annemi ise kaybettiği kızıymışçasına benimsemişti.


Ama geçmişteki acılar onda derin izler bırakmıştı. Belki de kaybettiği canların onu çağırmasına dayanamadı ve erken gitti. Bu gün onun vedasının yıldönümü. Tek dileğim, huzur içinde yatması. Eminim ki, tüm sevdiklerine orada kavuşmuştur.


Hayatta çok acılar var ama en acısı, sevdiğini, sevdiklerini kaybetmesi insanın.


Huzur içinde uyu babaannem. Sen, eşin ve evlatların huzur içinde uyuyun. Babacığım, sen de huzur içinde yat… Bazen sizleri, eski günleri öyle çok özlüyorum ki; ama elden ne gelir. Allah başka acılar vermesin.


Yaradan’ dan tek dileğim; herkesin huzurlu ve mutlu bir ömür sürmesi. Allah kimseyi sevdiklerinden ayırmasın. Bizlere düşen sevmek ve şükretmek çünkü hayat bizlere bahşedilen en güzel hediye. Belki zor, belki acı; zaman zaman neşeli, zaman zaman da hüzün dolu ama yine de hayat yaşamaya değer.


Herkese sevgiler…

 

( Kırık Bir Aşk Hikayesi başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 17.04.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu