Suskunluk adeta bir kabulleniş,
Sözde, dilde telaffuzu ne mümkün,
Adeta bir boyun eğiş.
Yoldan çıkmadan,
Canını yakmadan
Ve ağzını bozmadan
Nicedir dile gelmeyen bir serzeniş.
O’ nun katında ya da
Bu fani dünyada elem, keder kar etmez
Yüksünmeden, tiksinmeden
Bitmek bilmez derdin
Ne senin ne de başka bir beşerin.
Her köşe başı
Bitmez gittiğim yolun ne tozu ne taşı
Acı, zulüm ile dolu gözümün yaşı.
Nice gönül hasret bir yudum suya,
Su da fayda etmez,
Gönül hasret bir çift kelama,
Olsa da olur olmasa da;
Yeter ki bir an evvel kavuşayım
O endamlı, sırma saçlı yarıma.
Geçtim ben kendimden
Hatta tüm sevdiklerimden
Yeter ki dinsin tüm zulüm
Vakti gelmeden o kaçınılmaz göçün.
Zaman ya da mekân çare değil bana
Sükûtum ikrardandır
Bunu bilir ulu Hüda.
Son bir başlangıçtır
Ve bu yalan âlemden huzura kaçıştır.
Hem tövbe ettim hem dualar ettim,
O’ na kavuşmak benim ezeli derdim.