Kurnazlar İyi Yaşar
Yan yatmış ölü böceği
onlarca küçük karınca lime lime edip, kış için yuvalarına taşıyor…
İri bir
at sineği, karıncaların üstünde ölüm
uçuşunda…
Birkaç metre ileride arı ise vızıldayarak ölüm korkusuna
aldırış bile etmeden sarıçiçeğin üstünde yapacağı balına öz topluyor…
Zayıf, siyah-beyaz bir kedi köşeden çakmak gözleriyle
öyle bir bakış bıraktı ki, korktuğu belliydi. Ürktü… Birkaç saniye öylece
hareketsiz kaldı. Sonrada bana dik dik baktı. Korkmasın diye hareket etmedim. Kuşlara yıllardır koyduğum su ve yem kabının
yanına yavaşça süzüldü. Uzunca sudan içti… Tabakta ciğer yoktu ki yesin. Burun
kıvırıp sessizce ürkek adımlarıyla uzaktan geçip gitti…
Kedi gittiğinde ağaçların çelimsiz dallarında bekleyen
serçeler bir çırpıda yemlerinin başındaydı. Yemini kapan hemen havalanıyordu
özgürlüğüne… Belli ki yeryüzündeki ölüm korkusu onları hareketli kılmıştı…
Hava parçalı bulutlu, tıpkı yaşam gibi kayıp gidiyor
gökyüzünün maviliği… Belki de birazdan simsiyah bulutlar esir alıp, gürledikçe
gürleyecek insanlığa haykırırcasına… Ve artık “Denizle kara birleşti” sözü
aklıma gelince ağlanacak halimize acı acı tebessüm ediyorum! İşte yağmur
damlaları çam ağaçlarının ince dallarında parlıyor...
Serçelerin kanatları ıslak ama yine de yem derdinde…
Rüzgârda hafifçe gıdıklıyor, birkaç gün ömrü olan Japon gülünün, kırmızı narın yapraklarını… İki gri güvercin
kumrular gibi birbirine sarılmışçasına elektrik tellerinde sırılsıklam serenat
yapıyor. Hafif iri olanına “Ben”, narin olanına “sevgilim” diyerek fal
tutuyorum. Sanki beynimi okurcasına serçelerin yanına konup, onlarda
nasipleniyorlar… Keyifleri çakır…
Cep telefonumun frekansında uzak diyarlardayım. Latin
dilince “Aşk şarkıları” fısıldıyor. Ve
masamda bir yudum çayın sıcaklığında Laurent Gounelle’nin yazdığı “Tanrı Daima
Tebdil-i Kıyafetle Gezer” kitabının arasına sıkıştırdığım, ayracı kenara
aldığımda ne çabuk da 357. Sayfaya gelmişim.
Okudukça notlar alıyorum. İşte o notlardan bir tanesini sizlerle
paylaşmak isterim. “En güçlüler ve en kurnazlar iyi
yaşar, iktidar ve para onlardadır ve iktidara sahip olunduğunda hayatta her
istediğine sahip olunur” diyordu.
Saatime bakıyorum öğleden sonra beş. Haberler için
radyonun kanalını değiştiriyorum. Yine
savaşlar, yine ölüm kusuyor insan insana… Kurnazlar bir olmuş orantısızca çocukların
üstüne bombalar yağdırıyor kalleşcesine!
İnsanlığımdan utanıp kahrediyorum!
Dişlerim gıcırdıyor!
Arı, çiçekten ayrılıp, domateslerin ferikliğine konuyor…
Ve arı balı için özünü toplarken, bizler içimize kin ekiyor,
şimdiler de ise her yerden kan fışkırıyor!
Kelleler koparılıyor!
Cesetler uçurumlardan atılıyor!
Çocukların üstüne topraklar örtülerek öldürülüyor!
Kurşunlar enselerde vızır vızır…
Düşünmüyor değilim,
“Acaba kan içiciler, kurnazlar, para ve iktidar hırsına bürünen
yaratıklar, uzaydan mı geldiler?
Sevgi tohumu içinizden hiç eksilmesin. Sevgi ne kadar çoğalırsa, kötülük eninde sonunda mutlaka bir gün yok
olacaktır.
Ertuğrul Erdoğan
Temmuz 2014/Bursa
www.erdoganlaedebiyat.com
(
Kurnazlar İyi Yaşar başlıklı yazı
ErtğrulErdoğan tarafından
21.07.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.