Gelinciklerin boynu
bükük
Dünden kalmış solgun
yaprakları
Biteviye ve ansızın
Ruhun can çekişen soğuk
yankısı.
Terk edilmişliklerin
yaşattığı o buhran
Bir nebze de olsa geçmişten
arda kalan.
Kin gibi ya da öfke
hatta gurur
Çoktan başlamış bir
öykü
Kim bilir nerede son
bulur.
Istırap kadar yakıcı
Mihenk taşı oldu ömrün
çekilen acı.
Cümle kuş can verirken
soğuk gecelerde
Sükunet ve özlem saklı
hecelerde.
Palazlanmış bir düştü
belki de
Sonsuzluk olmadı mı tek
ümit beklenti dahilinde.
Acele sevmelerle uzağa
savruldu gönüller
Gönül olmaktan hicap
etti ölü düşler.
O düşler ki yana yakıla
çağırır adımı
Bilirsin kimdedir bu
derdin dermanı.
Ne hançerin soğuğu
değen tene
Ne rüzgarın şiddeti
savuran yerden yere.
Leb-i derya adına alem
denen
Adı aşık ezelden beri
can veren.
Ne ümitler aldı yürüdü
Ne kelimeler yetti
sağaltmaya hüznü
Bir vardı başı bu
hikayenin
Belli ki sonu
gelmeyecek hayallerin
Yitik bir ufuk kadar
hicap veren
Yanık ne varsa küle
dönen.
Geceyi taşımak kadar
kutsal
Özünü korumak adına her
yol mubah
Kâh seferi kâh ebedi
Bir yanım eksik bir
yanım aşkla tescilli.
Oyunbozan düşler erdi
nihayete
İnkar edemem benlik
artık hüznün zimmetinde.