Iskalamışken zamanı
Bir adım ötede nöbette
ölüm
Eşliğinde o
ağlaşımlarının hüznün
Karmaşık bir kâğıt
yığını üzeri örtülü
Gel-geç tüm duygular
Bir bir ayıklarken çer
çöpü.
Ne yanılgı ne tek bir
yenilgi
Kurak yüreklerin
çektiği o garip sızı.
Tınısı ve ahenksiz
dansı süregelirken
Tutmuş işte hüzün bir
elinden
Hep aynı şarkı dimağa
sızmış
Nakaratı ezberde
Günbegün değişmez o
nüans
Hoyrat, çetrefilli
alabildiğine
Yoksul gecelerdir
nöbetlediğin son durak.
Aykırı sevdalar
meyletmiş biteviye
Yamalı bulutlar damlarken
ölesiye
Yalanın rengi, yüreğin
isi
Devşirme yalnızlık
Eksilirken gün ve gece…
Sığınmak yeri geldi mi
sınanmak
Karda kışta bir sabah
vakti
Varlıkta yoklukta el
vermişken umutlara
Adsız şehirlerin saklı
düşleri.
Yılgısı yer etmiş bir
kere
Suspus ve o tedirgin
varlığım
Sanısı, yankısı gizil
sitemlerin
Güvercin kanatlarında
saklı yarınlar
Sürgün olduğum arsız
yalnızlığım.