Dağınık zihnimin
koridorlarında
Yankılar çarparken o
flu duvarlara
Bin bir yadsımazlıkla
çekmişken perdeleri
Sığıntı bir yalnızlık
Azıcık yeknesak…
Üşengeç gölgelerin
kırılgan zafiyeti
Yabancıların o
korunaklı muafiyeti,
Nasıl, nasıl da
uzağımda.
Yayvan bir gülümseme
peyda olmuş iken çehrelerde
Çoktandır öğütüldü
düşlerim
Sükutu elemiş tümden
O pervasız değirmen,
Uzağında alabildiğine
engin
Fazlasıyla sığ belki de
Bir adım uzağında iken
tüm mahremiyetin.
Aldanmayın asla dipsiz
suskularıma
Takılmış onca düşüngeç
Aklımın kancalarına bir
kez.
Gülünç bir çocuk kadar
ürkek
Asılı kalmış o billur
avizeye.
Derinlerde bir gömüt,
Şehir kaçağı düşlerim;
Firar etmiş kırıklardan
Ve fazlasıyla kırılgan
Bir o kadar nüktedan…
Üç beş leke üstte
başta,
Koyultulmuş gecenin
hüzünlü dokunuşu
Yayılırken günden güne.
Fevri, sorumlu hatta
tutuklu
Korunaklı ve sakıncalı.
Tılsımı evrenin
Çözümün çok çok
ötesinde
Sadece yaşamak kendince…