Küstah savlardı yargılayan,
Buğulu gözler yaş ile ıslanan:
Gurur çok uzak
Ölüm nasıl da yakın,
Avuçlarımda o muğlak yarın
Ne çıkar söyle,kayıpsa diğer yarım...
Mubah olabildiğince
Tuhaf alabildiğine,
Somurtuk ya da güleç
Biraz asi belki biraz serkeş.
Bana doğru,
Bana dair her iz perçinler kimliğimi.
Mümkünse geçmek kendinden durma
Ya da yaşamak keyfe keder.
Namzet belli ki pek çok emare,
İşin ehli ve tahakkümperver
Bir sevdanın nezdinde,
Şu yağmur değil mi ki kıyamet alameti.
Çok sevmek ki haşmeti sevginin
Tüm teferruat en derinde, yürekte gizli.
Onca soyut varsayım ve
Dehşetengiz yankısı tüm gidişatın
Görüp de ayrı kalamadığım
Evrenin o büyülü yalnızlığı.
Basamakları kırık onca merdiven;
Bir ileri bir geri
Yine de ilerlemeli elden geldiğince
Bozmadan niyeti.
Uzağımda iken nasıl da yakın
Karası gecenin, beyazı sevdanın
Kesif bir sessizlik her dem elde kalan.