Kırlangıçların dönüş yolculuğuyla yanına varacağım 
ve kavuştuğumuzu sanırken, 
aşkımızı ihanetle yitirişini yaşayacağım...
Göz kapakların mahcubiyetine açılacak.
ne varsa yüzünde olan, hepsi çarpılacak.
Tövbe tapınmaların tekerrürlü ihanetlerini kınayacak.
Alnın acıyacak secdede, melekler vicdanını sınayacak 
ağladıkça gözbebeklerinden yüzün kapkara kanayacak.
Benim için ağlayacak kirpiklerinin uyku bulaşığı kiri
Safderun sorgu meleklerini öldürecek baldırgan zehiri...
Göz kapakların mahcubiyetine açılacak.
ne varsa yüzünde olan, hepsi çarpılacak.
Tövbe tapınmaların tekerrürlü ihanetlerini kınayacak.
Alnın acıyacak secdede, melekler vicdanını sınayacak 
ağladıkça gözbebeklerinden yüzün kapkara kanayacak.
Benim için ağlayacak kirpiklerinin uyku bulaşığı kiri
Safderun sorgu meleklerini öldürecek baldırgan zehiri...

Kardeşini kıskanarak yumurtayı delen bir sperm değildim ben,
unutma ki, ben olmasaydım paslanmış bir teneke yırtacaktı kabuğunu
Isıya uçuşan kör sinekler kadar hafif/hafifmeşrep
arsızlığını götür güneşin olmadığı bu zindandan... 
Gez, göz, arpacık doğrultusundayken namus belası,
ben gecelerin doğurganlığını taşıyacağım yatağıma, 
yalnızlığımı korkutmayacak kadar ışık yeter bana, 
bir de dövecek kadar küçümseyebileceğim ihanetin...
Alın yazının hükmüne boyun eğeceksin. 
Cehennemine bir kırlangıç göçü ile gideceksin.
Yürüyen çiviler eşlik edecek ayaklarına.
Kerih kokulu çiçekler açacak baharlarına.
 
Ürkekçe çırpacaksın penceremde kırık kanadını, 
dudaklarımdaki ıslık el cordobes, çaldığında 
az mahcup bir zeytin dalı elinde, 
dudaklarıma konacaksın yılların pişmanlığına sığınıp,
yediverenleri uyandırırken sabah güneşi 
genlerinde gizlediğin bütün sırlarınla döneceksin,
yalvaracaksın sıkılmadan midemdeki hazımsızlığa,
tüpler içinde mahkum tüm ceninlere özgürlük vereceksin. 
Figüran kullanarak verdiğin her öpücükte, dudaklarım, 
emecek bir kadeh kırmızı şarapla saika tadını.
Midem alt üst!
Sıla dingini dimağım unutmayacak ihanetini, biliyorum...
Alnının çatısında ihanetinin damgası kalacak.
Öyle ki, atılacak her mermiye nişangah olacak.
Geçirdiği üçüncü krizden sonra terk edecek seni,
bir bana kalacak yaşama umudu yüreğinin...
Sus artık, anlamsız bir sözcük gibi boş konuşma!
Ağlayabilmek için göz yaşı yüklü bir bulut bulamazsın.
Dönebileceğin bir kahkahan da kalmadı bende...
Gezegenleri çeviren melek kanatları eşliğinde 
beşeriyetin hükmü yerine gelecek oluşacak ilk sabahta
Ruhun azad olup militarizm vücut bulduğunda
Kokuşmaya namzet bir et yığını içinde öleceksin.
( İhanet... başlıklı yazı AliKemal tarafından 17.08.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu