...
Umut diyorum
mavi bir nefes uçurumlarda
ki içimiz bitmeyen bir yol anne...
beyazdan da ak bi’meseleymiş kâder
kara bir kefen misâli
sarıyor ücrâlarımı ecrince..
unutmak derin bir yar
sevmek dikenli bir düğüm boğazlarda...
ve inanmak anne!
.. aldanmayı öğretmeselerdi eğer
güvenmekten önce yanılmayı!
dünya sanılan o koca boşluğu
sarmasalardı başımıza hayat deyi
zindan olmazdı anne
olmazdı cehennemler..
.. her iyi görüneni sevdik aslında
her insan görüneni, ilkbakışta
mesela
gözlerimizin içine baka b’aka yalan söyleni bile sevdik
kandırıldığımızı es geçip
anlık sevmelere teslim ettik kırık kalpleri
bile bile kanmayı seçtik de
kanıyorduk oysa sessizce
her gözüne baktığımızda yalanın
bitiyorduk..
.. kanayarak kanmak nedir bilir misin anne
bunu kanatarak sevilenler yapar
inanmak
kandırmanın zaferiydi, kolay oldu bizde
ayılmak ise bu rüyadan olay
öyle tanıdık ki boğazımı zorlayan düğümler
ve öyle asil ki şimdi ölmek..
kor olmuş bir ateşin düştüğü yerim
yürek közde, dil beyhude
azlolup kendimi unuttuğum cehennemimden
dirilip ankanın öldüğü yerden
kül’ümsüyorum gençliğime...
- sahi neydi bana anlatmak istediğin anne
neydi o mesele-
ki
inanmak ince bir yara şimdi içimde..