Düşsel yaratılarında
gizli kırık evrenin
Yalıtılmışlığında adımladığım;
Buruk bir sevincin
gölgesinde saklı
Kayıp densizliğimin
imgelem yüklü
Dalgacı tınısı:
Mizahı yok eden hüznün
kırılganlığında
Belki bir külfet
Belki sağdıcı aşk olan
bir yanılgı
Kadar baştan çıkarıcı.
Tutarsızlığın sıra
dışılığında saklarken
Söyleyemediğim, yoksun
kılındığım
Ve son bildiğim.
Demli bir yalnızlık
kadar
Bilerken ruhumu garba
yakın durup
Uzaklaşamadığım haznemde
saklı tuttuğum
O varoluşçu dokunuşu
hayal düzeneğinde saf tutup da
Hutbesinde fısıldarken
hece hece.
Kımıltısı evrenin,
Hicap yüklü
beklentisinde evrimin
Ve sarmalındaki tüm
tedirginliğim.
Bir dokunuşa meyledip
derinden
İçime çektiğim ölümün
kıdemli laneti.
Aşk denen illetin
zafiyeti ile dolduruşa geldikçe
Aşk meleği, varsıl bir
ikametgah belki de
Tıkış tıkış yürek
Nasıl da anlamsız
suretlerden ibaret.
Bir yenilgi son bilip
Tekerrür ederken her
gün dönümü
Sadık yaratıcı tetikte
kulunun
Her ihanetinde:
Tevekkül kadar demli ve
derin
Tüm tüketilmişliği
İle titreyen gönül teli
bakir
Bir ruhun masumiyeti
nasıl inkâr eder ki
Aslını, yüz görümü
mutluluk
Demlenirken usul usul,
Sen yeter ki duyumsa
aşkın ahenkli tınısın.