bak şu surata

endişeli,

gergin...

soğuktan mı,

güneşsizlikten mi,

yoksulluktan mı elemin,

zonklayarak ağrıyan dişinden mi gerginliğin,

tasanın ve intikamın

yakıp dağladığı yerde ki acıdan mı

kederin,

hüzünden mi, hasretten mi, ızdıraptan mı

sitemin,

Alzheimer mi sevdiğin insan,

bundan mı endişelerin,

yoksa ölmek mi derdin?...

 

lütfen ölme yaşlı budala

gitmek için çok erken

henüz öğlen oldu

daha gelmedi akşam

yatıp durma kalk,

uyuma

böyle ölmeyi hak etmiyorsun...

umutsuzluk yakışmaz sana,

yaşa,

yaşaman gerektiği gibi!

umut

insan için

hep vardır

can çıkmadıkça…

sen varsay ki ölümsüzsün.

harika bir dünyada yaşıyorsun…

 

ölüm düşünülecek en son şey

sen varsay ki ölümsüzsün

unutma

mezarlıklar

ölecek kadar aptal olan insanlarla dolu…

Unutmak istediğin bir derdin olunca

Kapat gözlerini

ormanı düşün  

nefes almaktan korkma

derin derin,

çiçeklenmiş mazıların ortasında

güneş’i örten gölgelerle örtün…

nedir farkımız, yanındaki koyun boğazlanırken,

otlayan koyundan?

eğer kendi ölümünden gayri bir dert ise çektiğin,

boş ver,

unut gitsin!...

her koyun kendi bacağından asılır,

bilirsin…

şimdi,yaşamak vakti,

senin için…

( Şimdi Yaşamak Vakti… başlıklı yazı AliKemal tarafından 18.11.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu