hiç değilse bugün, ben,
beni yaşamalıyım…
yalakalar makama
konmuş,
kızım bacak kadar
boyuyla
oğlanın birine âşık
olmuş,
oğlum okumamış eşşek
olmuş,
karımın kafama
taktığı boynuzmuş ,
yeri olmamalı hiç
birisinin kafamda…
bu gün ben salakça
fanteziler kurmalıyım.
uçuk kaçık şeyler
yapmalıyım...
mesela, belime bir
volkman takmalıyım,
içine sıkı bir “rack”
şarkı koymalıyım
ve kulaklıklarımın
sesini sonuna kadar açmalıyım;
bir yandan da
benden başka kimsenin
duymadığı müziğin ritmiyle
kafamı sallayarak
cadde boyunca yürüyüp,
dondurmacının önüne
varmalıyım,
bir külah dondurma
almalıyım!
elimdeki dondurmayı
yalayarak
şehir merkezine yol
almalıyım.
hiç kimse
yaptıklarımın salakça şeyler olduğunu fısıldaşmamalı!
hiç kimse tarafından
“ti” ye alınmamalıyım….
görüntümü umursayan
hiç kimse olmamalı.
benim bu halimi
“dikkat çekici bir
şey”
olarak görüp
görmemeleri umurumda olmamalı.
devletimi
yönetenlerin yaptığı aptalca işleri düşünmekten,
yaptıklarımın salakça
olduğunu düşünmek
aklımın ucundan bile
geçmemeli.
en kalabalık yerde
bir köşe başında dikilmeliyim.
akıp geçmekte olan
trafiğin arasında,
sekiz, dokuz kişilik
bir grup,
ellerinde
pankartlarla protesto yürüyüşü yapmalı.
protestocular:
─zeugma, birecik
baraj gölü’nün suları altında kalmasın!...
diye sloganlar
atmalı:
zeugma, benim
umurumda olmamalı
önünden geçen
protestocu grubu hiç kıpırdamadan seyretmeliyim.
onlar hakkındaki
düşüncelerim de umurumda olmamalı...
hiç değilse bugün,
ben, beni yaşamalıyım…
bugün,
hiçbir şey umurumda
olmamalı…