Sevda kokardı ellerin ellerimde, sen bana gül kokardın
Ben sana sevdalıydım, bir de aya sevdalıydım yüzünde,
Saçlarına yıldızlar konardı, sevda kokardı yıldız yıldız
Gözlerinde menekşeye sevdalıydım renk renk
Yıldızlar gözlerine sevdalıydı, yüreğimde isteri nöbetleri
Kıskanırdım seni gecelerden, söylemezdim kimseye
Rüzgar olurdum, sustururdum tüm aşk şarkılarını,
Gizlice söylenen şiirlerdi yansıman içimde
Ölesiye çırpınırken senin için yüreğim, göstermezdim kimseye,
Ben sana içten içten sevdalıydım...
Issız gecelerde saplanırdı her inziva göğsüme
Her damla kanım şiir olurdu mısralar dolusu
Her mısrada sen, sevda sevda kokardın, sevda sevda
Serap açardı gülümsemelerin, dudakların selendi, sen
kesilirdi
Sen sevda sevda şiirdin, sevda sevda umuttun yüreğime,
Yüreğimde saklardım seni hiç kimse görmesin diye, hiç kimse
bilmesin diye
Ben sana gizli gizli sevdalıydım...
Bir hortum vurdu çatımızı, uçtuk kanatsız, atıldık ayrılığa
Kırıldı her yanım, acılarımla yaşadım senin yerine, şifasız
kaldım
Köprüleri attın kalbinden, devasız kaldım, dermansız kaldım
aşamadım ayrılığı, yapayalnız kaldım...
Oysa yemin etmiştik iki ayrı ömrü birlikte tüketmeye,
biricik eşim, sinemde
parıldayan münferit nurumdun benim,
Biz birbirimize deli gibi sevdalıydık...
Uzun bir ayrılıktır
içimde yokluğun, yüreğim acıyor,
Küçültülmüş
umutlarım, mülahaza himmetini kaybetti anlamsız güftelerde,
Geceler sessiz sessiz yalnızlığıma yağıyor gözlerimden...
Söylüyorum işte, ben
ağzı kusmuk dolu bir taş devri insanıydım.
Anlamsız tümcelerimi
ruhumun duvarlarına kazıdım, pişmanlıklarımla
hayatın acımasız molalarında kadere sarılıp, vuslat
umardım.
Velâkin
bilincine vardığım şey,
vakit kapalı kutu ve acı bir söze hala
kırık yüreğim...
oysa ben sana ölümüne
sevdalıydım...