Appassionato teninde bir renk, yüreğinde soğukluk,
Yollar, dağlar aşar çıplak ayakların zulmünde
Bir meme ucunu ısırmakta dişlenmiş bir bebek
Hayat doğurduğun çocuktur elbet…
Nuh’un gemisine yetişecek, yoksa nesli bitecek
Bütün canlılardan bir çift örnek,
Kim seçecek, kim getirecek…
İş göçebesi bir babanın umududur çocukları,
Her dokuz ay on gün bir çocuk doğurur.
Kudursun atar damarların, kan yürüsün
Karanlığın çıplak sakıncasında,
Doğuttur durmaksızın,
Dünya yeniden kurulacak…
Bir güvercin yeşil bir zeytin dalı taşımakta
Masallar anlatmakta, yaşanmış aşklar…
Büyük tufana sebep ateist piçler
Dünyayı tüketmeyin nankörce,
Karartmayın Güneş’imi şeytan bacalarıyla…
Doğacak her çocuğum,
Bulutlarla oynasın, dokunsun Güneş’e,
Çok mu zor bu isteklerim?
Tanrı’nın emridir çoğalarak kurulacak koroların şarkısı
Yalnızlık kokuşmaktır kısır döngüde,
Labirentin sokaklarında kalakalmaktır
bir çığlıkla öpüşerek dudak dudağa…
kaygılandım gölgemden, ayaklarımın altında kalınca
çok zor kaldırdım ayağa,
daha yeni başladık hayata…