gövdelerine adını kazıdığım çamları devirmişler
sözlerinin gramajını almakta hassas terazili kuyumcu
savcılara, yargıçlara meşgale bulmakta
mahkumlar sevişirken kafa kafaya vererek
pet şişeleri içinde kurutulmuş dışkı üretkenliği
menekşe menekşe kokmakta sürtülmüş burunlara
badanası eskimiş duvarlara dayanmış sırtlardan
sır kapmaya kulak vermiş uzamış telli dikenler
uzamış dört tarafa çepeçevre sırsız laflar
işkence türlerine bağlı çığlık türleri
yoksa bir mahpuscu türkü mü çığırmakta, kulaklarım tıkalı
Öküzün trene baktığı gibi bakar benim gözlerim
yanlış zamanı tanımlayan bir kaç rakamda
geleceği tamamlayabilmenin riski gibi
geçmişin uzunluğu gelecekten fazladır yıllandıkça
daldıkça kafa tasımın içinde sonsuzluğa
karanlığın kıvılcımları sıçradıkça yakalarım
ışığı kovalayan pervane gibi pır pır eder yüreğim
her kıvılcım tanesiyle aydınlatırım vicdanımı
vicdanımı temizleyerek ap ak,çıkarım
yorgunsuz kaslarımın yatağında uykuya dalarım
dürter çorabıma birisi, uyan diyerek
kokuyormuş ayaklarım çoraplarla yattım diye
çıkartmayı unutmuşum çoraplarımı, özür dilerim...
….