İşte’lerden ibaret, işlevi ömrün;

Günbegün izahına nefesimin yetmediği,

Vurulduğum cinnet akşamlarına

Henüz zırhımı geçirememişken;

Basit, birincil, yüksek ökçeli taarruzu imlerin.

 

Hadi savurun nidalarınızı,

Yetmedi mi ötelendiğim, demekse ifratı yüreğin;

Tökezlediğim çukurlara gömülmeliyim.

Bir kez daha ve derin bir nefese hücum ederken şeytan:

Neyden medet umarım da sığınırım zamanın sarkacına,

Hangi aklı evvel şiire yükleyeceğim,

Söyleyin, ömürlük suçu?

 

Farz-ı mahal, ölümlü bir faniyken,

Dokuz doğurduğum o boyutsuz hücre:

Kaçıncı düşük, kaçıncı yaftalanma:

Oysa böyle öğretmemişlerdi bana.

Başım önde, sanma ki utancımdan

Sadece basit bir kulum

Safi, inancımdan önde başım,

Kerelerce vurulmuş hedef tahtası,

Delik deşik her hücresi.

 

Azat edin beni artık,

Yetmedi sorularla tutulduğum o bombardımanda,

Saf tutayım bilmem kaçıncı siperde

Kerelerce yanıldığımı bile bile.

 

Sükûtum nasıl bir hezeyansa,

Susmaların vebali artık kimin boynunuysa,

Sondan bir evvel,

Teğet geçtiğim şu garip devran:

Sürgün düşlerimden de sorumluyum

Kim bilir daha kaç kez düşüşe geçeceğim?

 

En münafık edim şu kerrat cetvelinin yuttuğu;

Birliğim, dirliğim:

Soyutlanmakla mütevellit

Oysaki bildiğim en asil ve en asal sayıydım.

Boş küme, tüm netim;

Zaten doğuştan mükellefim,

Boş vermeyi öğrenmektense

Şiirlerimde boğulmayı yeğledim.

 

Tümcelerin zarafetini nakşediyor gün ışığı

Ve o derin, muhafazakâr tecelli:

Muhafaza ettiğim gönülsüzlüğe katık yapmışken

İzbeleri,

Elbet vardır nihayeti,

Demek olsa da sözün ifratı.

 

Geçtiğim nehirlerde,

Boca ettiğim nifak yüklenmiş yaramı,

Sensizliğin telaşında nüksediyor

Havai fişeklerin gölgelediği tan vaktinin serzenişi:

Kıyama duran ruhlarla teselli buluyorum:

Önceleri çoktan mağlup günlerin kaygısı ile

Boyadığım sergüzeşt yalanlarını

Yine gök kubbede dolaşan nefesim

Ve derken, sensizliğin mütecessis ve kırık nefsinden

Damlayan bilumum hafriyat.

 

Gözden ırak cümleleri toparlıyorum bin bir acele,

Densizliğimin ifratı hayli yangın ve hayli yorgun,

Demelere denk düşen patavatsızlığı belli ki muzip

Ve kayıp yarımın hangi açısı ise,

İzlek bildiği o yalıtım:

Devingen mısralara düşmüşken yolum.

 

 

 

 

 

 

 

( Boş Küme başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 26.06.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu