Osmanlý hanedanýnda þehzade annelerinin yabancý soylu kadýnlar olduðu sürekli konuþulan bir konudur. Bu gelenek ne zaman, nasýl baþlamýþtýr? Ýþte, bir bakýþ...

Osmanlý hanedanlýðýnda kadýnlar pek çok tarihi olayda ve dýþ politikada diplomasi aracý olarak önemli roller almýþtý.

Osmanlý Beyliði’nin ilk kurulduðu yýllarda sürekli geniþlemesi ve yükseliþi, etrafýnda bulunan Bizans tekfurlarýnýn dikkatinden kaçmýyordu. Osman Gazi dönemine kadar Ertuðrul Gazi’nin hazinelerini saklamýþ olan Bilecik tekfurluðu bile gittikçe heybetli bir hâle gelmekte olan Osmanlý gücünü çekememeðe baþlamýþtý.

Yarhisar Tekfuru Köse Mihal, kýzýný Bilecik tekfuru Kalanos’un oðlu ile evlendirdiði sýrada düðüne çaðýrdýðý Rum tekfurlarýný bir antlaþma ile Osman Bey’e baðlamak istemiþti. Buna karþýn da diðer tekfurlar Köse Mihal’i kendileri ile birlikte hareket ederek Osman Bey’i ortadan kaldýrma planýna dâhil etmek istemiþlerdi. Bu düðün merasimi bu amaçlarýný gerçekleþtirmek için bir fýrsat olabilirdi. Fakat bilemedikleri bir þey vardý: Köse Mihal, Osman Beyin kadim dostuydu ve bu dostlukla beraber Müslümanlýðý da seçmiþti. Köse Mihal, diðer tekfurlara duyurmadan durumu Osman Bey’e anlattý.

Osman Bey, kendisine kurulan tuzaktan haberdar olduktan sonra Bilecik tekfuru Kalanos’un davetini ihtiyatla kabul etmekle birlikte düðün hediyesi olarak da ona bir sürü kuzu hediye etti. Ancak, düðünden sonra savaþçýlarý ile birlikte daðlara çýkmak zorunluluðunda olduðunu ve malýný düþmanýnýn açgözlülüðüne hazýr bir durumda býrakmak istemediðini belirterek en deðerli eþyalarýný –her yýl yaptýðý gibi– kadýnlar vasýtasýyla Bilecik tekfurunun kalesine göndermesine Bilecik tekfuru Kalanos’un izin vermesini istedi. Bilecik tekfuru, planýn bu sonucu ile büyülenmiþ olarak Osman Bey’in bu teklifini kabul etti. Hazinelerin taþýnmasý düðünden bir gün önce gerçekleþecekti. Bilecik tekfuru Kalanos belirtilen günde, Çakýrpýnar’a gitti. Osman Bey’in, en bahadýr adamlarýndan seçtiði otuz dokuz savaþçýsý yüzleri peçe ile örtülü bir hâlde Bilecik tekfurunun kalesine girdiler. Halk ve askerlerin çoðu düðüne gitmiþ olduklarýndan Bilecik kalesinin ele geçirilmesi zor olmamýþtý. Bilecik tekfuru Kalanos, olanlardan habersiz bir þekilde kalesine dönerken Osman Bey’in adamlarý tarafýndan öldürüldü ve gelin adayý, güzelliðiyle dünyaca ünlü olan Holofira/Nilüfer Hatun esir edildi.

Orhan Bey, Uzun boylu, sarýþýn, ak benizli, ela gözlü, koç burunlu, genis gögüslü, iri yapili, heybetli ve vakur bir gençti.

(Tevârih-i Âl-i Osman’da Orhan Gazi’nin Holofira ile evliliði þu ifadelerle anlatýlmýþtýr: "Okudý þevký olan gâzîlerini, Üleþdürdi o þehrün evlerini. Tekür-i Yar-hisâr’un kýzýn ol dem, Alup itmiþidi ursýný mâtem. Meðer ol hînde Osmân oðlý Orhan, Cüvan olmýþidi çün þîr-i garrân. Dügünler eyleyüp Osmân’ý Gazî, Virür Orhân’a alduðý kýzý. Çi ger ismi kýzun Lülüfer’idi, Müsemmâsile dür hâkisterdi. Ko hüsnî vasfýný yokdur nihâyet, Olur ömre vü olmaz ana gâyet. Süleymân Pâþa vü Gazî Murâd’un, Anasýdur ol iki hoþ-nihâdun. Osman Bey, çocukluk günlerinden beri gösterdiði yiðitliðe mükâfat olarak henüz on yedi yaþýnda olan oðlu Orhan Gazi’ye Holofira/Nilüfer Hatun’u eþ olarak verdi.)

Osmanlý Hanedaný’nda Türk ve Müslüman olmayan yabancý soylu bir kadýnla ilk evliliði, böylece, babasý Osman Bey’in onayý ve hatta isteði ile henüz on yedi yaþýndayken Orhan Gazi’nin, ileride Þehzade Süleyman ve Þehzade Murat’ý dünyaya getirecek olan Holofira (Nilüfer Hatun) ile yaptýðý görülmekteydi. Holofira bu genç adama boyun eðerek baðlandý ve hiç bir baský görmemesine raðmen kendi isteðiyle müslümanlýðý seçerek Nilüfer adýný aldý.

Bu evlilik, Osmanlý Hanedanýnda bundan sonraki dönemde yapýlmýþ olan Türk ve Müslüman olmayan yabancý kadýnlarla evliliklerin de baþlangýcýný ve modelini oluþturmuþtu.