10 Kasım 1938 de hayata
gözlerini yuman Mustafa
Kemal Atatürk, bilindiği
üzere 21 kasım
1938 de Ankara Etnoğrafya
Müzesindeki geçici kabrine
nakledilmişti.
21 Kasım
1938 den sonra
da Atatürk için
bir anıt mezar yaptırılması
çok söz konusu
edilse de öncelikle bu
anıt-kabirin nereye yapılacağı
konusu yaklaşık üç
yıllık bir zaman
almış ve sonunda
Aydın Milletvekili Mithat
Aydın’ın önerisi ve
Atatürk’ün de sağlığında
‘’ Burası ne
güzel bir anıt
mezar olur’’ dediği
şimdiki adıyla Anıttepe,
o zamanki adıyla
Rasattepe, anıt- kabir yapımı
için uygun yer
olarak tespit edilmişti.
Anıtkabir yerinin
seçilmesinden sonra sıra, bu yapının özelliklerinin tespitine ve proje
yarışmasının açılmasına gelmişi. Başbakanlıkta, Başbakanlık Müsteşarının başkanlığında
kurulan komisyon, bu konuda ilk çalışmalarını bitirdi ve Anıtkabir genel
niteliklerini tespit ederek bir bildiri hâlinde yayınladı.
"Büyük Türk Ulusunun kalbinde yaşayan büyük adamın eserlerini ebediyete
mal edecek olan Anıtkabir, aşağıdaki esaslara göre hazırlanmalıdır:
1.Anıtkabir,
bir ziyaretgâh (ziyaret yeri) olacaktır. Bu ziyaretgâha, büyük bir giriş
bölümünden girilecek; ziyaretgâh, binlerce Türk'ün, Ata'sı önünde eğilerek
saygılarını sunmasına ve bağlılığını bildirerek geçmesine elverişli olacaktır.
2.Bu anıt, Büyük Ata'nın, asker Mustafa Kemal, devlet başkanı Gazi Mustafa
Kemal, büyük politika ve bilim adamı, büyük düşünür ve nihayet yaratıcı büyük
dehanın vasıflarının, güç ve yeteneklerinin bir timsali (sembolü) olacaktır ve
onun kişiliği ile oranlı bulunacaktır.
3.Anıtkabir'in yakından görüldüğü kadar, uzaktan da görülmesi gerekir. Bu
bakımdan, ulu bir siluet sağlanmalıdır.
4.Atatürk'ün adı ve kişiliği altında Türk ulusu sembolize edilmiştir. Türk
ulusuna saygılarını göstermek isteyenler, Büyük Ata'nın katafalkı önünde
eğilerek bu isteklerini yerine getireceklerdir.
5.Anıtkabir'in bir şeref bölümü bulunacaktır.
6.Anıtkabir'de bir Atatürk Müzesi olacaktır.
7.Anıtkabir'de bir Şeref Holü yapılacaktır. Atatürk'ün lahti buraya konulacağı
için Şeref Holü, bu anıtın ruhu ve en önemli bölümü olacaktır. Şeref Holü,
başta, büyük Ata'nın yarattığı Türk Ulusu olduğu hâlde, ulusumuza saygılarını
sunacak yabancı devlet kurumlarının, Ata'nın lahtine yönelecekleri büyük bir
salon olacaktır. Bu holde sağlanacak azamet (ululuk) ve güçlülük tesirleri,
yarışmacılara bırakılmıştır. Bundan ötürü holün biçimi, boyutu ve yüksekliği
için hiçbir ölçü verilmemiştir.
8.Büyük Atatürk'ün lahdinin yeri, Şeref Holü'nün ruhunu teşkil etmektedir.
Ancak, lahdin konulacağı yeri de yarışmacılar seçeceklerdir.
9.Bunlardan başka, Anıtkabir'I ziyaret edecek büyüklerimizin ve yabancı devlet
kurumlarının duygu ve düşüncelerini yazacakları bir altın kitap
bulundurulacaktır.
10.Atatürk'ün Müzesi, Ata'nın hayatının türlü devirlerine ait fotoğrafları ile
kıyafetlerini ve el yazıları, imzaları, bazı eşyaları ile okudukları,
inceledikleri kitapların sergilenmesine elverişli olacaktır.
Anıtkabir
Komisyonu'nca hazırlanan bu açıklama, yapılacak anıt hakkında genel bir fikir
veriyordu. Fakat ayrıntılara girmiyordu. Bununla birlikte, yapılacak iş
konusuna iyi ışık tutuyordu. Hele yarışmaya gerecek olan sanatçıların birçok
yönlerden serbestçe çalışmalarına imkân verilmesi, ortaya konulacak anıt
projelerinin başarılı olacağının ilk şartlarından biri olarak değerlendirilmiş,
memnunlukla karşılanmıştı.
Başbakanlıkta
kurulan komisyonun ortaya koyduğu ilkeler, Anıtkabir proje yarışması
şartnamesinin temeli oldu. Bu ilkelere göre bir şartname hazırlanarak hükümetçe
bir kaç dilde ilan edildi. Bu konuda alınan Bakanlar kurulu Kararı'na göre,
Atatürk Anıtkabir projesi yarışmasına, yalnız Batılı (Avrupalı) mimarlar
girebileceklerdi. Türk mimarları yarışmanın dışında bırakıldılar.
Hükümetin
kararı, basında ve aydınlar arasında sert tepkilerle karşılandı. Böyle bir
kararın alınmasında, o zamanlar ülkemizde çalışan yabancı, ünlü birkaç mimarın
tesirli olduğu söyleniyordu. Türk aydınlarının "Yapılacak anıtın en büyük
özelliği bizim olmasıdır. Böyle millî bir konuyu işlemekten Türk sanatçılarını
mahrum etmek haksızlıktır!" yolu tenkitler karşısında hükümet, ilk
kararından döndü. Atatürk Anıtkabir'i için uluslararası bir yarışma açtı.
1 Mart 1941 de açılan ve
süresi önce sekiz
ay olarak belirtildiği
halde üç ay
daha uzatılan yarışmaya Türkiye, Almanya, İtalya,
Avusturya, İsviçre, Fransa ve Çekoslovakya'dan toplam 49 proje katıldı.29 yabancı, 20
Türk projesi içinde 2
Projede isim ve imza olmadığından
değerlendirmeye bile alınmadan
elendi.
Değerlendirme ise 19 kişilik yerli ve yabancılardan oluşan tarafsız
bir jüride o zamanlar Avrupa'nın ünlü sanatçılarından olan Alman Prof. P.
Bonatz, İsviçreli Prof. İvan Tenghom ve Macar Prof. Karoly Wickinger ile ünlü
Türk sanatçıları Prof. Arif Hikmet Holtay, Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar
İşleri Reisi Yüksek Mimar Muammer Çavuşoğlu ve Ankara İmar Müdürü Yüksek Mimar
Muhlis Sertel vardı.
İlk etapta 17 proje
Anıtkabir için belirlenen kriterlere uymadığı için yarışmadan elendi, kalan 30
proje değerlendirmeye alındı. İkinci elemede de 19 Proje elendi. Kalan on bir
proje den üçü mükafata, beşi ise takdire layık görüldü: Bunlardan
biri ünlü Tannenberg Anıtı'nı yapan Alman Prof. Johannes Kruger'in, biri
italyan Prof. Arnoldo Foschini'nin, biri de İstanbul Mimarlık Fakültesi
Profesörü Emin Onat ile Doçent Orhan Arda'nın eserleriydi.
Yani komisyon bu
üç eserin üçünü
de birbirinden üstün
görmüyordu. Sonuçta 18 Kasım 1943
tarihinde Türk mimarlar Orhan
Arda ve Emin Onat’ın
projesinin ( bazı değişiklikler
yapılarak ) Anıtkabir olarak
uygulanmasına karar verildi. Bu
kararın gerekçesi ise
şöyle belirtildi: :
"Yarışmayı kazanan üç proje birçok yönlerden aynı değerdedir. Fakat bunlar
içinde, iki Türk'ün yaptığı eser bu millî konuyu daha başarılı olarak ifade
etmiştir. Bundan başka, jüri raporunda belirtildiği gibi, bu projenin araziye
uygunluğu öteki projelerden çok üstündür."
Anıtkabir’in temel atma
töreni Atatürk’ün ölümünden
altı sene sonra 9
Ekim 1944 de gerçekleşti ve bitirilmesi de
dokuz sene sürdü. 1
Eylül 1953 Tarihinde Anıtkabir
yapımı tamamlanmıştı. Yine bilindiği
gibi Atatürk’ün naaşı 10 Kasım 1953 Tarihinde Anıtkabir’de
ebedi istirahatgahında tekrar
toprağa verilmişti.
Eğer zamanın hükumeti
en başta vermiş
olduğu karardan dönmeseydi.
Yani Anıtkabirin yapımı için
açılan proje yarışmasına
sadece yabacı mimarlar
katılmış olsalardı nasıl
bir Anıtkabirimiz olacaktı ?
Büyük ihtimalle 4 ve
5. Resimlerdeki (Johannes Kruger’in projesi) ya
da 6. Resimdeki
(Arnoldo Foschini'nin
Projesi ) gibi..
RESİMLER
1-2-3 - Orhan Arda ve
Emin Onat’ın Anıtkabir
projesi ve Anıtkabir’in
bu günkü hali.
4-5 - Johannes Kruger’in Anıtkabir projesi
6- Arnoldo Foschini'nin Anıtkabir Projesi
7- 8- H.Kemali Söylemezoğlu-
Kemal Ahmet Aru ve
Recai Akçay’ın Anıtkabir
Projesi
9- A. Handan ve Feridun
Akkozan’ın Anıtkabir Projesi
10-11- Giovanni Muzio’nun
Anıtkabir Projesi
12- Guiseppe Vaccaro ve Gino Franzin’in
Anıtkabir Projesi.