Bu gün
10 Kasım.
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu
büyük önder Atatürk’ün
ebedi hayata göç
edişinin yetmiş sekizinci
yıl dönümü. Ruhu şâd, mekanı cennet
olsun.
Bu gün
için eminim pek
çok arkadaşım bir şeyler yazmıştır/ yazacaktır. Ben ise
çok farklı bir
şey yaparak Atatürk’ün
vasiyeti üzerinde durmaya
çalışacağım.
Atatürk’ün vasiyeti bilindiği
gibi şimdiki Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin
yapımı ile ilgili
olarak gündeme getirildi.
Atatürk Orman Çiftliğinin
bir kısım arazisinin
külliye arazisi içine
alınması sebebiyle Ankara
Mimarlar ve Mühendisler
Odası, Atatürk’ün vasiyetine ihanet
edildiği gerekçesiyle dava
açtı. Onların iddialarına göre
Atatürk’ün vasiyetinde Atatürk
Orman Çiftliği ile
ilgili maddeler de vardı,
dolayısıyla da bu araziye dokunulamazdı.
İşin garip tarafı
Atatürk’ün bir vasiyeti
olduğu hep söylenen
bir husus olmakla birlikte
genelde gizli bir
vasiyeti olduğu rivayetleri
ortada dolanıyor, bu
vasiyetin de aslında
Kenan Evren döneminde
açılması gerektiği halde
açılmadığı iddia ediliyordu.
Atatürk’ün bu gizli
vasiyetinde rahmetli Aytunç Altundal’ın
iddiasına göre Atatürk’ün ,
Türkiye’nin geleceği ile
ilgili siyasi düşünceleri
ve notları vardı. En
önemli düşüncesi ise halifeliği
bir gün (
yeri ve zamanı
geldiğinde ) geri
getirmekti. Hatta 1958
yılında Adnan Menderes
işte bu sebeple ‘’
Biz istersek halifeliği
geri getiririz’’ Demişti.
Bu gizli
vasiyet yine iddiaya
göre Atatürk ‘ün ölümünden
elli yıl sonra
açılacaktı. Yani 1988 yılında.
Ancak 1988 yılında
Kenan Evren bu
vasiyetin açılmasına bir
yirmi beş sene
daha yasak getirdi. Yani bu
gizli vasiyetin açılması
2013 yılına kaldı.
Atatürk’ün bu gizli
vasiyetinin açılması bir
kez daha yasaklanınca
Aytunç Altundal Kenan
Evren’e soruyor bu
gizli vasiyeti. Ondan
aldığı cevap ise
oldukça ilginç. Kenan
Evren diyor ki: ‘’ Bu
gizli vasiyet dediğiniz
şey dört yüz
sayfalık notlardan ibarettir. Bu
notlar ise aslında
Atatürk’ün aşık olduğu
bir Fransız gazeteci
bayana yazdığı mektuplardır.’’
Velhasılıkelam gizli vasiyet ,
Kenan Evren tarafından
basit aşk mektuplarına
dönüşüyor. Ama 2013 yılı
gelip çatıyor, üzerinden
bir üç sene
daha geçiyor ve
bu gün 10
Kasım 2016 ve
Cumhurbaşkanlığında olan bu
gizli vasiyet hâla
açılmış değil.
Evet elimizde, daha
doğrusu Cumhurbaşkanımızın elinde
Atatürk’ün bir gizli
vasiyeti var. Bu
vasiyet 2013 yılında
açılması gerekirken açılmamış.
Demek ki içinde her ne var
ise bunu açmaya
ne Kenan Evren’in,
Ne Turgut Özal’ın,
ne Süleyman Demirel’in, ne Ahmet
Necdet Sezer’in, Ne
Abdullah Gül’ün ne
de Recep Tayyip Erdoğan’ın
gücü yetmemiş ya
da bir şeylerden
korkmuşlar, çekinmişler. Yani ‘’ Gizli vasiyet
yok ‘’ diyemiyoruz çünkü olmasa
Kenan Evren ‘’ Gizli
bir vasiyet filan
yok’’ derdi.
Neyse…
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan
2023 gibi bir
hedef ortaya koyduğundan beri de
kimse artık bu
gizli vasiyeti merak
etmiyor.
Peki bu
gizli ve siyasi
vasiyeti dışında bir vasiyeti
yok mu Atatürk’ün?
Öyle ya, yazımızın
başında belirttiğimiz üzere Ankara Mimarlar
ve Mühendisler Odası
Atatürk’ün vasiyetinden bahsettiğine
göre bir de
şahsi vasiyeti olmalı
Atatürk’ün öyle değil
mi? Yani kendi ölümünden
sonra yakınlarına ne
bıraktı, şahsi malı
mülkünü kimlere vasiyet
etti?
Atatürk’ün elbette şahsi
bir vasiyeti de vardır
ama işin acayip
tarafı bu vasiyet
1989 yılına kadar ortalıkta
yoktur. Yani vasiyetin varlığı
bilinir ama kendisi
ortalıkta yoktur.
1989 yılında Adalet bakanlığı
arşivleri temizlenirken bu el
yazması vasiyet bulunmuş.
1989 yılının Adalet
Bakanı Oltan Sungurlu
bu konuyla ilgili
olarak Anadolu Ajansına
şunları söylüyor:
"Senesini hatırlamıyorum ama Adalet
Bakanlığı arşivlerini temizlerken Atatürk'ün el yazısı vasiyetnamesi çıktı. Biz
de bunun kaybolmaması için televizyon huzurunda Başbakanlık Arşivler Genel
Müdürlüğü'ne teslim ettik. Hatırladığım kadarıyla vasiyetnamede Atatürk Orman Çiftliği
ile ilgili bir şey yoktu. İş
Bankası'ndaki hissesinden İsmet İnönü'nün çocuklarına 500 lira civarı eğitim
parası verilmesine dair vasiyetti."
Oltan Sungurlu’nun hatırlayamadığı tarih ise
17 Mart 1989 dur. Bu tarihte
bahsi geçen vasiyet
Başbakanlık Devlet Arşivleri
Genel Müdürlüğüne intikal
ettirilmiştir.
Atatürk’ün bizzat kendi
el yazısı ile ölümünden
çok kısa süre
önce 5 Eylül 1938 de
kaleme aldığı bu
vasiyet aynı zamanda noter
tarafından resmiyet kazandırılmış
bir vasiyettir.
Şimdi önce o noter belgesinde
yazılı olanları yazıyorum.
TÜRKİYE
CÜMHURİYETİ
ZABIT VARAKASI
Y. NO. 7061
C. NO. 1
ZABIT VARAKASI
Bin dokuz yüz
otuz sekiz yılı Eylül ayının altıncı Salı günü (6 Eylül 1938) ben aşağıda imza
ve mühürünü koyan ve basan ve Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarının verdiği
salahiyetleri haiz olarak Galata’da Tünel yanında Billur Sokağı'nda Taptaş
Hanın altındaki dairemde iş gören Beyoğlu Altıncı Noteri İsmail Kunter, vazife
başında iş görmekte iken vaki olan davet üzerine Dolmabahçe Sarayı’na gittim.
İstanbul Mebusu
Dr. Profesör Neşet Ömer İRDELP ve Riyaseti Cumhur Umum Katibi Hasan Rıza
SOYAK’ın delaletleriyle Türkiye Cumhur Reisi ATATÜRK’ün huzurlarına çıkarıldım.
Davet sebebini kendilerinden istizan ve istifam eylediğimde:
'Kendi elimle yazıp zarf içine koyduğum vasiyetnameyi size tevdi ediyorum. Bu
vasiyetnamemin muhafazasını ve kanun hükümlerinin yerine getirilmesini isterim'
buyurdular.
Bana kapalı
olarak verilen bu zarfı alırken mumaileyhim ve Neşet Ömer İRDELP ve Hasan Rıza
SOYAK hazır bulunuyorlardı. Zarfı muhafaza için aldım ve bu Zabıt Varakası'nı
tanzim ederek vasiyetnameyi tevdi eden Ulu Önderimiz ATATÜRK ve hazır
bulunanlara imza ettirdim ve ben de altını mühürleyerek imza ettim.
6 Eylül 1938 günü
saat: 13.30
Neşet Ömer İRDELP, H. R. SOYAK, İ. KUNTER, K. ATATÜRK
Yani 5 Eylül 1938
tarihinde Atatürk tarafından
yazılan vasiyeti ertesi
gün 6 Eylül
1938 tarihinde noter
tasdikli resmi bir
belge haline gelir ve
bir zarfa konularak notere teslim
edilir.
Peki
o vasiyetin ilk
kez açılması ne
zaman ve nasıl
oldu?
ATATÜRK’ün vasiyetnamesi, Ankara Üçüncü
Sulh Hukuk Hâkimliğinde, vefatından 18 gün sonra, 28 Kasım 1938 Pazartesi günü
açılmıştır. Mahkemeye önce Adalet Bakanı Hilmi URAN ile İçişleri Bakanı ve
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Doktor Refik SAYDAM gelmiştir.
ATATÜRK’ün kız kardeşi Makbule BOYSAN( 1935
yılında Mecdi Boysan
ile evlendiğinden soyadı
artık Atadan değil
Boysan’dır.) kısa bir süre sonra, Dışişleri Bakanı Şükrü SARAÇOĞLU’nun
kolunda mahkeme salonuna girmiştir. Vasiyetnamenin açılışında, Ankara
Cumhuriyet Savcı Yardımcısı, bazı milletvekilleri, yargıç ve avukatlar da hazır
bulunmuştur.
Ankara Üçüncü
Sulh Hukuk Hâkimi Osman SELÇUK cübbesini giymiş ve oturumu açmıştır. Hâkim,
ATATÜRK’ün kız kardeşi Makbule BOYSAN’a bazı sorular yöneltmiştir: “-İsminiz?
-Makbule.
-Babanızın adı?
-Ali Rıza.
-Nerede
oturuyorsunuz/
-Çankaya’da,
kendi köşkümde.”
Hâkim, sorgusunu
bitirince, üstü çeşitli mühürleri ve ATATÜRK’ün imzasını taşıyan bir zarfı,
durumunu tutanağa geçirip açmıştır. Zarfın içinden Beyoğlu Altıncı Noterinin
tuttuğu “Zabıt Varakası çıkmıştır. Tutanağın altında ATATÜRK’ün, Altıncı Noter
İsmail KUNTER’in, Hasan Rıza SOYAK’ın ve Prof. Dr. Neşet Ömer İRDELP’in
imzaları bulunmaktaydı. Hâkim Osman SELÇUK, açıkça okunan bu tutanağı mahkeme
dosyasına geçirtmiştir.
Hâkim Osman
SELÇUK, ikinci zarfın durumunu, üzerindeki mühürlerle imzaların aynen saklanmış
olduğunu belirtmiş ve sonra zarfı açmıştır. Zarfın içinden ATATÜRK’ün
vasiyetnamesi çıkmıştır. ATATÜRK’ün vasiyetnamesi, el yazısıyla bir yaprağın
bir yüzüne yazılmıştı. Hâkim, ATATÜRK’ün vasiyetnamesini açıkça okutmuş ve
tutanağa geçirtmiştir.
Gelelim şimdi o bir
sayfalık beyaz kağıda
yazılı vasiyete… O
vasiyette neler yazıyordu:
Vasiyette yazılanlar aynen
şunlardı:
“ Dolmabahçe 05 - IX - 1938
Pazartesi
Malik olduğum bütün nukut ve hisse senetleri ile
Çankaya'daki menkul ve gayrimenkul emvalimi C. H. Partisine atideki şartlarla
terk ve vasiyet ediyorum:
1. Nukut ve hisse senetleri, şimdiki gibi, İş Bankası
tarafından nemalandırılacaktır.
2. Her seneki nemadan, bana nispetleri şerefi mahfuz
kaldıkça, yaşadıkları müddetçe, Makbule’ye ayda bin, Afet’e sekiz yüz, Sabiha
GÖKÇEN’e altı yüz, Ülkü’ye iki yüz lira ve Rukiye ile Nebile’ye şimdiki yüzer
lira verilecektir.
3. S. GÖKÇEN’e bir ev de alınabilecek ayrıca para verilecektir.
4. Makbule’nin yaşadığı müddetçe Çankaya’da oturduğu ev de
emrinde kalacaktır.
5. İsmet İNÖNÜ’nün çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal
için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır.
6. Her sene nemadan mütebaki miktar yarı yarıya, Türk Tarih
ve Dil Kurumlarına tahsis edilecektir.
K. ATATÜRK”
Evet..: Atatürk’ün gizli ya
da açık vasiyeti/ vasiyetleri hakkında
benim bildiklerim ve
bulabildiklerim bunlar. Daha
başka bilgi ve
belgeye sahip arkadaşım
varsa paylaşmaktan mutluluk
duyacağımı bildirirken ölümünün
yetmiş sekizinci yılında bir
kez daha sevgi,
saygı, minnet ve
rahmetle anıyorum aziz Atatürk’ü.