Sensizliğin şarkısını çalıyorum şair:

Demlemdiğim şiirlerde

Gölge bildiğim altın seyri verilen cezanın

Başım gözüm üstüne,

Lacivertin en tenhası yine sair şiirde.

 

Çalmadığım sevdalardan örüyorum

Aşkın bahtını;

Sessiz özlemler biriktiriyorum

Ve sensiz her cümlem,

Katmerli yalanlara öfkem ey şair:

Hani gitmediğim ülkelerin göklerinde

Açan şafağın sol yanı;

Taammüden öldürdüğüm bin bir gecenin kahramanını:

Adına dokunur gibi

Elimde perçemi yarınsızlığımın:

Irgat bir aşka düşmüşken yolu kemanın

En zarif terennümü saklıyorum

Asla görmeyeceğimi bildiğim gizeminde.

 

Belki de boykot ediyorum

Şehvetten uzak nasırlı gölgeler iken kıyama duran

Mücbir sebeplerle asla yoldan çıkmayı da beceremediğim

Bir mecra işte.

 

Kısık sesi gökyüzünün

Bilirim ki Tanrı da azat etti gök gülüşlerimi:

O zaman söyle neden:

Ya da sus sen yine

Hele ki en iyi senken

Susmayı beceren,

Duymadığım sesinde kayboluyorum,

Gölgesiz müritleri bil ki bu coğrafyanın

En yansız yansıması

Yine sensizliğe düşmüşken gönül,

Damıtıldığım hangi yürek ise

Tehir ettiğim ölümü.

 

Defolu değil bu yürek,

Sadece yaralı

Belki de mustarip tutulduğundan da öte,

Sessizliğin Tanrısı, sen şair:

Ümmetimde bakir bir tınıyım:

Elimde boyutsuzluğum

Gönül çoktan lav

Ve asla da sormayacağım:

Hiç mi haz etmezsin bunca serzenişten?

 

Hem demezler mi:

Gün doğmadan…

Gerisini unuttum bil ki

Ve adsız isyanlarımla

Uyuduğum koyun koyuna

O siyah örtüyü serdim

Dün gömdüğüm pembe gülün üstüne.

 

Henüz söylemediğim o niyazı

Ve söyleyeceğime dair söz vermediğim

Ne ise…

Sondan başa kaykılmış bir cümlede

Rast geldim mademki

Teyakkuz yüklü geceye,

Seferberlik ilan ettim bu şehirde

Ve koyultulmuş gök kubbede

Kayacak son yıldıza adadım bu son şiiri.

 

Mücbir sebeplere sordum:

Islah olur mu bunca sefil tezahür

Hele ki yangından öte

Ölümlü bir günceye ısmarladığım yarınlar.

 

Söz bir Allah bir madem,

Hiç mi hicap etmez bu sürgün geceler?

Mademki yanık bir türkünün nakaratı,

Gecenin kiri isi,

Ramak kala sona,

Neylerdi onca fukara?

 

Varlığın hezimetinde yalıtılmış sair imge,

Gölgelerin teyakkuzunda

Esir ettiğin o yerinden sökülü rütbe.

 

 

 

 

ŞİİRİN HİKÂYESİ:

 

 

Susmaların teması aslında şiirin yürek koyduğu.

Bir kelam ve bir düş/üş.

Sureti kati hemhal olmaksa aşk’a bodur eşkâli o pervasızlık ile sıra dışı bir tezahür anlamsızlığın anlam kıldığı hele ki o yeknesak ve tok sesi mimlenmiş bir yürekten arsızca kapıp koyuverdiğimiz bir terennüm.

Andan mı yoktan var eden Allah’tan mı emsalsiz niyazların yine sır bildiği o dokunuş ve rahlede saklı beyitleri yorgun dervişin.

Endamlı yürek sesi yine yoksunluğun tefrikası o cinnet akşamlarında sükûtu yâd etmekle de eş değer.

Yoğun bir anlam dökülürken tüm sırlı aynaların karanlık arka yüzü ve hicap edilesi tüm devran yine de mesken eylemek en güzel duyguyu.

 


DEĞERLİ ABİM M.F.ÜNALAN HOCAMA ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM: SESİ İLE ŞİİRİME EŞLİK EDEN YÜREĞİ DERT GÖRMESİN.

( Sessizliğin Şarkısını Çalıyorum... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 17.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu