Ondan Sonra
“İslam
ümmetinin beklediği Mehdi geldi!”
”Allah’ın vasıflarını üzerinde taşıyor…”
Bunları
“putperest puştlar” dedikleri Kemalistler, Atatürk için söylemiyor.
Ya
kim söylüyor diyorsanız söyleyeyim: “Namaz kılmayan idam edilsin!” diyen
meczuplar söylüyor. Yani, Kemalistlere “putperest puştlar” diyenler söylüyor.
21 Yüzyılda varlığını sürdürebilmiş orta çağ kalıntıları!
İslam
ümmetinin beklediği Mehdi dedikleri şahıs şu an cumhurbaşkanlığı yapan şahıs…
Bu Mehdi gelmiş olmakla bize kıyametin yaklaştığını haber vermiş oluyor. Lakin
kıyamet kopmadan önce kaosa dönmüş olan yaşamları İslam çevresine toplayarak
hizaya sokacak. Bu işi tamamlar tamamlamaz geldiği ahirete intikal edecek.
Dünyada
şu anda dört binden fazla din olduğuna göre, o dinlerin mensuplarını İslam
etrafında birleştirmek biraz masraflı olabilir. O kadar çok parası var mı ki?
Üstelik
o dört bini aşkın dinin her birinde, birbirlerine nispet edercesine kendi
mehdilerinin kıyamet öncesinde dünyaya inerek kaos yaşayan insanları kendi
dinleri etrafında birleştireceği söylenmekte… Bizim mehdinin işi biraz zor
olacak galiba!
Çinlilerin
nüfusu malum, adamlar dünya nüfusunun yarısı kadar varlar. Onların inancına
göre kıyamet öncesi dönecek olan mehdi Konfüçyüs’müş. Bence mehdiler içinde en
şanslısı Konfüşyüs, ne de olsa dünya nüfusunun yarısı zaten kafada, uğraşacağı
öbür yarısı. Oysa bizim mehdi neredeyse dünya nüfusunun hepsiyle uğraşacak, işi
çok zor…
Bir
de şu İnkaların mehdileri ilginç. Bunların mehdileri “Güneşin Oğulları” adını
verdikleri üç kardeş… Üç kardeş kıyametten sonra dünyaya dönüp insanları inka
yapacaklar. Ama bugün dünyada hiç inka kalmadı ki. Dünyadan yok edildiler.
Bu
gün dünya medeniyetini avuçlarında tutan Hristiyanlar da tutturmuşlar, illa ki
bizim İsa peygamberimiz mesih olarak (onlar bizim mehdiye mesih diyorlar)
dönecek diyorlar.
Yahudiler
ise “olmaaaz” diyorlar, illaki “Davud peygamber maşiyah olarak dönecek. (onlar
da bizim mehdinin adını İbranice maşiyah koymuş)
Yunanlıların
“Hristos” undan bahsetmiyorum bile, ne de olsa nüfusları çok az olduğu için
şansları çok zayıf.
Bence
dört bin küsur mehdi aynı anda dönecek ve aralarında boks turnuvası
düzenleyerek bir şampiyon belirleyecekler. Dünyadaki herkes de şampiyon olan
mehdinin etrafında toplaşacak. Bizim mehdi bokstan pek anlamaz, üstelik altmış
küsur yaşına gelmiş bir ihtiyar. Şansı hiç olmaz…
*
ONDAN
SONRA
Dünyayı
kaplayacak bir kaosun oluşması durumunda uhrevi bir kurtarıcının çıkıp bu kaosu
çözmesini bekleyecek kadar aciz mi bu insanoğlu? Öyleyse çok beklerler, asla böyle bir özel görevli zat
gelmeyecektir!
Ey
insanlar! Sizin sizden başka bir kurtarıcınız yoktur. Akıllı olun biraz, şu
illaki birilerinin eteğine yapışmak huyunuzdan vaz geçin. Gerçek özgürlüğünüze
kavuşabilmek için bu olumsuz tavrınızı değiştirmeniz, kendi kendinizi mutlaka
aşmanız şart! Bir başka çözüm asla yoktur!
*
ONDAN
SONRA
3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER FARKINDALIK GÜNÜ
Bir
kız kardeşim var 46 yaşında, bir de annem var 78 yaşında. Kız kardeşim % 100
engelli. Annemin de onun da hiçbir geliri yok. Ben ve kardeşlerim bakıyoruz
ikisine de. Kardeşime devlet engelli maaşı bağlamıştı, cüzi bir şey, ama işe
yarıyordu. En azından altının bezini filan alıyorduk. Sonra devlet bu yardımı
kesti. Nedeni ise, denetlemeye geldiklerinde lüks bir evde yaşadıklarını, bu
maaşa ihtiyaçları olmayacağı idi. Evin bana ait olduğunu, onları yanımda bakıma
muhtaç oldukları için barındırdığımı anlatamadım. Devletimin cnı sağ olsun, ben
anneme de; kardeşime de evvelallah devlete minnet etmeden bakıyorum.
Ama
ya bu yardıma ihtiyacı çokj olup da yardım kesilenler ne yapsın. Nasıl
baksınlar muhtaç çocuklarına?
Buna
ilişkin bir olayı olayı basından alıntı ile aktarayım:
Mersin'in
merkez Akdeniz ilçesi Gündoğdu Mahallesi'nde yaşayan 12 çocuklu Mehmet ve
Zernişan Çelik çiftinin 3 erkek çocuğu, doğuştan zihinsel engelli olarak
dünyaya geldi. Aile, yaşları 20 ila 26 arasında değişen Sedat, Servet ve Vedat
Çelik kardeşlerden ikisi için Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'nden 4
yıl önce engelli maaşı almaya başladı. Ancak, ödenen engelli maaşı yaklaşık 4
ay önce kesildi. Çocuklarının engelli maaşının kesilmesine tepki gösteren aile,
yetkililerden yardım istedi. SGK emeklisi baba Mehmet Çelik, zihinsel engelli
çocukları Sedat (26) ve Servet'e (24) ödenen engelli maaşı ile sosyal
güvencelerinin 4 ay önce kesildiğini belirterek, "Bu nedenle çok zor
durumdayız. Sosyal güvenceleri de kaldırıldığı için çocukların kullandığı
ilaçları alamıyoruz. Kurum yetkilileriyle bu konuda yaptığımız görüşmelerde
bize, 'gidin dava açın' dediler. Biz de bunun üzerine dava açtık ve halen devam
ediyor. Çocuklar ilaç almadığı için annelerine ve kız kardeşlerine
saldırıyorlar. Ergenlik çağında olduklarından kardeşlerini taciz
ediyorlar" dedi.
3 çocuğunun da yüzde 98 oranında engelli
olduğunu kaydeden baba, "Neticede üçü de bizim çocuğumuz. Atacak halimiz
yok. Geçmişte yaptığım işlerden zarar ettiğimden dolayı borç içindeyim.
Defalarca kuruma başvurmamıza rağmen bir sonuç alamadık" diye konuştu.
Kurumun, üzerine kayıtlı bulunan araçlardan dolayı engelli maaşını kestiğini
ileri süren Mehmet Çelik, şöyle devam etti: "Üzerime kayıtlı bulunan
araçlardan biri çalındı. Bunu emniyet kanalıyla belgelendirdik. Araç ortada
yok, elimde bir tek sac plakası ile ruhsatı var. Plaka ile ruhsatın bir geliri
yok. Diğer aracım ise icradan dolayı bağlı ve bu ay satıldı. Bunun yanında bir
yığın borcum var. Ama benim derdim borcum değil. Benim derdim çocuklarımın
maaşının bağlanması ve bir an önce onların ilaçlarını alabilmek. Çünkü
gerçekten çok sıkıntı çekiyoruz. Annelerini ve kız kardeşlerini taciz
ediyorlar."
Anne
Zernişan Çelik ise 3 engelli çocuk ile evde zor günler yaşadığını dile
getirerek, "İlaçlarını alamıyoruz. Bu yüzden çok agresif oluyorlar. Bana
ve kız kardeşlerine saldırıyorlar. Bazen de bizleri taciz ediyorlar.
Yetkililerin bu konuda yardımını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
Öte
yandan Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü yetkilileri, ailenin engelli maaşının
kesildiğini doğrulayarak, tekrar dilekçe ile müracaat edebileceklerini
belirtti. Yetkililer, ailenin bu duruma bir kez dilekçe ile itiraz etme
haklarının bulunduğunu, sonuç alınamadığı takdirde ise idari yönden mahkemeye
başvurabileceklerini bildirdi.
ONDAN SONRA
"Yok olanın sessizliği, var olanlara fırsat verdi masumiyetin
kirlenmesi için.
Tanrıların görevidir kirlileri cezalandırmak… Ve zaafıdır
Tanrıların sessizliğe boyun eğmek… Hangi Tanrı yeteri kadar dürüst olabilir ki!
Adem’le Havva’dan evvel yazıldı cezalar. Sümer rahipleri, M.Ö.
4000 yıllarının sonlarında çiviyle çaktılar beyinlere kirletilen masumiyetlerin
cehennemlik olduğunu.
Bana geldi sıra… Ben, annemin öldüğü gün sırıtan bir
palyaçoydum. Onun sessizliğini kirlettim şımarıklığımla... Günah çıkartmama
yarayacak sözcükler icad edemiyorum bir türlü… "
Herkese
engelsiz bir hafta diliyorum…
Nurten Paracıkoğlu&Alikemal
(
Ondan Sonra başlıklı yazı
AliKemal tarafından
12/7/2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.