En görkemlisinden bir
sevda sun
Tüterken dumanı aşkın,
Yarım kalmış şehla
bakışların nazarında
Kur sofrayı ve indinde
yüreğin,
Buyur sen de ve gel
gönül soframa.
Hoyrat bir tümcede
gizli tüm sırlar,
Kekelerken gaipten
gelen imler,
Mütereddit bir ruhun
içli şarkısıdır,
Her uyandığımda yüreğin
sükûtu
Biraz da debdebelidir
biz çılgın fanilerin sevda masalı.
Kepenklerini yeni
indirmiştim oysa
Feryat figan gölgelerde
bağdaş kuran değil miydi sanki
Yüreğin fermanı?
Hele ki toz tutmuş
isyanlara çemkiren şeytan
Ve nidaları…
Malumatı olsa keşke
yüreğin
Ve es kaza çekse
kendini her daim naza.
Yanık ucu hem de nasıl:
Der top olmuşçasına,
İzah edemediğim onca
kaygıyı,
Biraz da müşkülpesent
bir aşk bizimki;
Görmeden dereyi eğer mi
gönlün başı arşa,
Demekte kâfi gelmiyor
Hele ki yok mu yüreğin
isi karası?
Demlendikçe özlemle,
Zor zapt ederim bunca
yankıyı,
Eremedim gitti bir
türlü hidayete,
Son turfanda bir sevda
bizimki,
Kem gözlerin olsa da
istilası,
Geri durmak ne mümkün?
Hele ki cüretin şaşası
iklimlerden iklime
Seğiriyorsa her sevda
arası,
Külfeti yüreğin belli
ki,
Aşkın en hoyrat tokadı.