Zamanın arka
yalnızlığı;
Densiz iç çekişleri
evrenin
Hanidir soyut bir imge
kadar kıymete binsem keşke
Ya da tedavülden kalkan
bir sevda nispetinde:
Yangın olsam
Büyüsem içten içe
Bir de engebelerin dili
olsa da…
Sahi,
Çok şey mi diledim bir de
diyeceklerimi dinlesen keşke.
Muhbir bir gölgeyim,
Dilim lal,
Gönlüm orman,
Kalem hepten darmaduman
Bir iklimdeyim bir de
yüreğinde evrenin;
Bir ikilem ritmindeyim
gün ve gece:
Ölmelere doyamadığım
her şiirde:
Bak sandığımın içine,
Ne duruyorsun aç ve arşınla
gözlerinle
Bir de içimi açsam sana
Kralı olurdu şiirlerin,
Haznemde hep mi hazan,
Kılcalı mı yoksa
yapamadıklarımın?
Bir yürekte konuşlu
olmak, nedir söyle;
Bir de eremediğim
hidayeti:
Ses bilip sus eyleyip
Sır belleyip de
verdiğim serlerde yalpalayan bir şiir
Tadındayım işin aslı;
Erip ereceğim hangi
mertebe ise
Düşmeden şu kaygan
zeminde;
Kınımda ne mi var?
Kanıksadığım
yalanlarını bak bıraktım
Suyun yüzüne:
Hala mı anlamadın yar?
Hadi git işine, diyen
bir martaval mı yoksa
Şu yüksek ökçeli yalnızlık,
Rakımı iki büklüm bir
şehirde ölmeliyim
Ördüğüm şiirlerin iki
yakası gelmez iken bir araya.