İskambil kâğıtları ürüyor düşlerimden;

Serpinti iklimin seyrine

Doyumsuz bir nida eşlik ediyor.

Sevici imgeler nakarat düzleminde

Nihai farkındalıkla cebelleşiyor:

Söyleme arzuma rest çektiğim o kıpırtı yine…

 

Duymadıklarımı şekillendirmek adına

Telaşlı cümlelerim,

Görmediklerimi de içselleştirmek…

 

Patavatsız, nankör hayli isyan yüklü

İnsan denen boyutsuz kaos:

Derlemekse dertlendiğim,

Dertlenmekse düş sapağı adeta

Varlığın hezeyanı.

 

Kara’nın cehaletine uymaksa uzak durduğum,

Sevginin nazarında solmaksa kördüğüm.

Bir de aşk’ı evlat edinmiş cahil cesareti cümlelerim

Kuru sıkı atan münafık bir imge.

Bir de zaaflarım,

Oysaki bilemezken içeriğini

Adresime henüz ulaşmamış

Zarfı yırtık mektupların ki;

Altında kendi soluk imzam.

 

Sevmek ne zormuş sevilmekten de kimine göre:

Sevmekle iştigal edip sevilmemek ezkaza;

Sevip de dirilen cümlelerim

Beratını verecek Tanrı oysaki

Boykot eden zaman aşımına uğramış

Terennüm katili kaçkın nesil kuşaklarla örülü geçmiş

68 kuşağına selam verip bir sene sonra

Gözlerimi açtığım,

Kandırıkçı şiirleri besleyip büyüttüğüm gerçeğine

İnanmazlarken…

 

Didem Madak’la tanıştığım gecenin körü:

Hanidir inandıklarımı yalana süren sürgün

Ritminde sessiz nidalarım:

Beri yandan pencereme konan şiir

Fısıldarken içimin aryalarına yenik düşmüşlüğüm.

 

Siz aşktan ne anlarsınız bayım, demekse

Şairin imzası;

Bir solukta tükettiğim aklımın ırmaklarında kaçkın varlığımın

Dalya dediği geçimsiz sancım.

 

Keyif ehliyim oysa top atılsa uyanmaz içimde nefret,

Mademki başımın okşanmasını istiyorum

Bir şiir daha yazmalıyım

Ve bir şiir daha

Sükûtun ruhunu çağırdım,

Yankısını tek işiten benim yine:

Akşam pazarı bir şiirin daha tekelinde.

Mademki zamanın kaygan, kaypak ritmi birincil hezeyan

Üflemeliyim sönmeden

Hayalimdeki sönük balon.

 

 

Şiirin Hikâyesi:

 

SİZ AŞK’TAN NE ANLARSINIZ BAYIM?



 

Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca

Alt katında uyumayı bir ranzanın

Üst katında çocukluğum...

Kâğıttan gemiler yaptım kalbimden

Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.

Aşk diyorsunuz,

limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!

 

Allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca

Havı dökülmüş yerlerine yüzümün

Büyük bir aşk yamadım

Hayır

Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım

Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı

Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım...

Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.

Aşk diyorsunuz ya

Ben istemenin Allahını bilirim bayım!

 

Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca

Balkona yorgun çamaşırlar asmay

Ki uçlarından çile damlardı.

Güneşte nane kurutmayı

Ben acılarımın başını

evcimen telaşlarla okşadım bayım.

Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.

İnsan kaybolmayı ister mi?

Ben işte istedim bayım.

Uzaklara gittim

Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin

Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım!

 

Süt içtim acım hafiflesin diye

Çikolata yedim bir köşeye çekilip

Zehrimi alsın diye

Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz

İlahiler öğrendim.

Siz zehir nedir bilmezsiniz

Zehir aşkı bilir oysa bayım!

 

Ben işte miraç gecelerinde

Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,

Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,

Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin

Bir şiir aradım.

Geçen üç yıl boyunca

Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.

Ülkem olmayan ülkemi

Kayboluşumu aradım.

Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.

Bir ters bir yüz kazaklar ördüm

Haroşa bir hayat bırakmak için.

Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.

 

Kimi gün öylesine yalnızdım

Derdimi annemin fotoğrafına anlattım.

Annem

Ki beyaz bir kadındır.

Ölüsünü şiirle yıkadım.

Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım

Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.

Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca

Acının ortasında acısız olmayı,

Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.

Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.

Aşk diyorsunuz ya,

İşte orda durun bayım

Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım

Kendimin ucunda

Öyle ıslak,

Öyle kötü kokan,

Yırtık ve perişan.

 

Siz aşkı ne bilirsiniz bayım

Aşkı aşk bilir yalnız!

 

 

DİDEM MADAK.

 

 

Zamansız ölümlerin uzağında olmalı insanlık.

Zaman belki de tek sırdaşımız.

Bencil olmamak adına insanın tüm gayesi ve hayatın ritminde mutsuzluğa yakalanmak…

Başucundayım annemin yüreğin niyazı sadece onun varlığını daim kılması Rabbimin.

Tüm sevdiklerimle ördüğüm bir şiir yine Didem Madak’ın hatırasına sahip çıkmak adına.

Kalemden damlayan ve yüreğimin de suresi.

Kendimden çok sevdiğim anneme ve dostlarıma gelsin bu şiir ve sevgili Didem Madak’ın ruhu şad olsun.

Özgün kalemi ile yeni tanıştım annemin hastane güncesinde ve gecenin kör vakti kocaman bir sızı ile kaleme aldığım.

Paylaşmak ve dilemek ise ruhumu teselli eden çünkü sevginin paylaştıkça çoğaldığına dair tüm inancım.

 

GÜLÜM ÇAMLISOY.

( Pencereme Konan Şiir... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 24.03.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu