EVET- HAYIR DERKEN UNUTTUĞUMUZ BİR KONU: PİRUS ZAFERİ.
''Çok uzun yazıyorsun'' Diyen arkadaşlar ikinci başlıktan aşağısını okuyabilirler.
*******************************
Şu anda hepimizin bildiği gibi ( Bildiğini sandığım gibi desem daha doğru olacaktı galiba ) Türkiye oldukça büyük bir tehlike ile karşı karşıya.
Bu büyük tehlike de maalesef 16 Nisanda yapılacak olan referandumla oldukça ilgili.
Vitrinde görünen manzaraya baktığımızda yabancı devletler sandıktan ''Hayır '' Çıkması için canla başla çalışıyorlar.
Ancak???
Ancak bu kefereler Türk Milletini, Türk Milletinden çok daha iyi bilirler. O bakımdan Türk Milletini bir şeyi yapmaya zorladıklarında bunun tamamen aksi bir tepki doğuracağını hesap etmiş olmaları gerekir. Yani onlar '' Hayır '' İçin çalıştıkça Türk Milleti ''Ulan sana inat ''Evet'' Diyecektir.
Aynı şekilde terör örgütlerinin, teröre yardım ve yataklık yapan tüm siyasi ve sivil toplum örgütlerinin '' Hayır'' Demesinin de yine Türk Milleti nezdinde ''Ulan sana inat Evet'' manasına geleceğini de çok iyi bilirler. Zaten böyle şeytanlıklara, siyasi manevralara kafaları çalışmamış olsaydı bizim Konya'mız kadar toprağa sahip olan bir Hollanda'nın bu gün dünya üzerinde hâla bir sürü sömürgesi olabilir miydi? ( Resim 1 )
Hele hele de 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra, hele hele de 7 Ağustos Yenikapı mitinginden sonraTürk milletinin yabancı parmakların çok açık bir oyunu olan bu darbeye karşı nasıl yekvücut olduklarını gördükten sonra Türkiye'nin bir iç sorunu olan referanduma, ''Hayır Deyin '' Diyerek müdahale etmelerinin tam tersi bir durum doğuracağını hesap etmemiş olmamaları mümkün müdür?
İşte tüm bunlara baktığımızda karşımıza çıkan tablo şudur:
Türkiye'yi hedef tahtasına koymuş olan ABD; Avrupa Devletleri ve Rusya...( Evet Rusya...Bir Rus generalinin pyd bayrağı ile sırıtkan pozlar vermesini hâla ''Ruya bizim yanımızda'' olarak yorumlayacak kadar salak bir tek vatandaşımız olabileceğini zannetmiyorum ) Tüm bu devletler çok acayip ve çetin bir satranç oynuyorlar. Düşünceleri de şu olabilir:
1- Bunlar Türk milletinin karakterini daha öğrenememişler, dolayısıyla da '' hayır '' için çalışmak suretiyle sandıktan '' Hayır '' çıkacağını zannediyorlar.
Peki neden hayır çıkmasını istiyor olabilirler?
Bu soruya evetçiler cevap veriyor: Çünkü sandıktan ''evet '' çıkarsa karşılarında güçlü bir Türkiye olacak ve onu kucağa oturtmak imkansızlaşacak. O bakımdan ciddi ciddi ''Hayır '' çıkması için çalışıyorlar ama oldukça gaflet ve dalalet içinde oldukları için de çabalarının ters tepeceğini hiç hesap edemiyorlar.
Zaten onların ''Hayır''ının ''Evet'' olabilmesi için Reisin aynı anda hepsini birden '' Aleyhime hayır kampanyası yapın '' Diye ikna etmesi gerekir ki bu kadar devletin hepsini birden aynı anda kafaya alması mümkün olmadığı gibi akıl karı iş de değildir.
2- Peki '' Hayır '' Diyerek aslında evet için çalışıyorlarsa, yani sandıktan tam da asıl istedikleri gibi ''Evet'' çıkarsa bu durumda kazançları ne olacak?
İşte bu soruya da hayırcılar cevap veriyor:
Aslında sandıktan '' Evet '' çıkmasını istiyorlar. Çünkü Türk Milletinin huyunu, karakterini çok iyi biliyorlar. Kendileri '' Hayır'' Dedikçe Türk Milleti ''Evet'' diyecek ve tam da kendilerinin istediği gibi Türkiye'yi tam anlamıyla kucağa oturtmuş olacaklardır. Zira sandıktan ''Hayır'' çıkması durumunda değil asıl '' Evet'' çıkması durumunda işleri daha kolay olacak, Türkiye eyaletlere bölünecek, bu bölünmüş Türkiye'yi yutmaları daha basit ve kolay olacak
Yani sandıktan '' Evet çıkarsa?''
İşte bu durumda aynen Irak'ta yaptıkları gibi hep birlikte Türkiye'ye saldıracaklar Demokrasi getirmek için(!)
Erdoğan'ı kışkırtarak kendi aleyhlerine konuşturmaya, o konuştukça kendi ülkelerinde Türk ve Müslüman düşmanlığının artmasına, Türk ve müslüman düşmanlığı arttıkça '' Evet ''oylarının patlama yapmasına yani asıl hedeflerine ulaşmayı planlıyorlar. '' hayır kampanyaları kamuflaj, ya da takiyye diyelim...
3. Bir alternatif de şu: Avrupa ve ABD aslında sandıktan hayır çıkmasını istiyor ve öyle zannedildiği gibi '' Hayır '' Kampanyası yapmakla ''Evet'' Oylarının patlayacağını değil tam aksini düşünüyor.Çünkü Avrupa ve ABD söyle düşünüyor aslında : ''Neticede Türk Milleti Avrupa'ya ve ABD ye güvenmez. Bizim ''Hayır''ımızın ''Evet'' anlamına geldiğini düşünürler. Bu sebeple de akılları sıra bizim oyunumuzu bozmak için ''Hayır'' a yüklenilerler ve tam da bizim istediğimiz olur. ''
Hani kurtla kuzu hikayesini hepimiz biliriz. Her halukarda kuzuyu yiyecek olan kurt '' Suyumu bulandırıyorsun'' Diye bir bahane ileri sürmüştü ya. Cezayir, Tunus, Fas, Libya, Irak, Mısır, Suriye ve dahi Afganistan'ı halleden emperyalistler öteden beri zaten ''Suyumu bulandırıyorsun'' Diyorlardı Türkiye'ye. Bu referandum süreci başladıktan sonra '' Yahu sadece suyumu bulandırmakla kalmadın geldin tam içine sıçmaya başladın '' Bahanesini ileri sürmeye başladılar.
Şimdi...
Sandıktan '' Hayır '' çıkmasını isteyen TC vatandaşları der ki : '' Sandıktan hayır çıkarsa dünyanın bu yedi düveli bize saldırmayacak. Biz de mutlu mutlu yaşamamıza devam edeceğiz. O bakımdan gerginliğe ne gerek var? Basalım pusulaya ''Hayır'ı ilişkileri de tekrar normale döndürelim, mutlu mutlu yaşantımıza devam edelim. Kafamız üzerinde düşman jeti görmeyelim...Yani suyu bulandırmaya, kurdu üstümüze çekmeye gerek yok.
Hem böyle derler, hem de ''Avrupa aslında hayır değil evet diyor'' derler. ''Avrupa gerçekten de evet diyorsa asıl o zaman senin hayırın değil midir başımız üzerinde düşman jetlerini görmemize sebep olacak olan?'' Diye bir soru sormaya bilmem gerek var mıdır bu durumda?
Sandıktan ''Evet '' Çıkmasını bekleyenler ise öncelikle hayırcılara '' Ulan,adamlar zaten seni kafaya koymuş salak . Her halukarda sana saldırmak için fırsat bekliyorlar. Suyu bulandırsan da bulandırmasan da sana saldıracaklar. Şu dünya küresinde bir kaç gün daha nefes alabilmek için onların her türlü isteğine boyun eğme zilletine katlanma. Gel ''Evet'' de. Karşılarına daha güçlü bir şekilde çıkalım. Bu işin sonunda ölüm varsa da şerefimizle ölelim''... Yani adını pek anmasalar da Atatürk misali '' Bu Ulus istiklalsiz yaşamaktansa ölsün daha iyi. Ya istiklal ya ölüm'' Dedikten sonra yabancılara dönerek '' Gelin ulan..Biz Çanakkale'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da sizin alayınızın anasını belledik. Şimdi de belleriz evelAllah.'' Diyorlar.
İyi de Ya düşmanın istediği gerçekten de '' Evet '' dememizse? Olsun..Farketmez. Her halukarda ebelerinin damına ot tıkarız(!)
Yani hiç bir korkuları, ürküleri yok. '' Ölürsek şehit, kalırsak gazi oluruz.'' Ve dahi '' Ya devlet başa, ya kuzgun leşe''
Öte taraftan hayırcılar dahi - hiç bir şekilde savaşa taraftar olmasalar da- bir savaş durumunda zaferin dönüp dolaşıp Türk milletine ait olacağını düşünmektedirler.
Mustafa Kemal ''Gençliğe Hitabede ne diyordu?
'' Bir gün vazifeye atılmak mecburiyetinde kalırsan içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkan ve şrait çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! ''NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE''
Velhasılıkelam '' Yedi iklimi cihanın, duruyor karşısısında, Ostralya'yla beraber bakıyorsun Kanada....Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela...'' ve biz Türk milleti olarak( Özellikle evetçiler olarak ) '' Alayınız gelsin ulannnn'' Modundayız.
Yani sağcısı solcusu, orta yolcusu...İşçisi memuru, futbolcusu '' Söz konusu vatansa gerisi teferruat '' Modunda bir savaş olması durumunda.
Peki kim haklı? Kim doğruyu söylüyor? Ya da kim daha akıl ve mantık dolu bir yorum getiriyor tüm bu olup bitene?
Çok açık ifade edeyim: Halk Tv, Ulusal Kanal, Cem Tv ve kısmen CNN Türk ve Haber Türk'te arz-ı endam eden vatandaşlarımıza( Son ikisi için bazıları diyebiliriz. ) baktığınızda Hayırcılar mantıklı konuşuyor.
Akit Tv, Ülke Tv, Kanal A, TGRT Tv, TRT Türk, Kanal 24, Beyaz Tv gibi Tv kanallarında arz-ı endam eden vataşlara baktığınızda da evetçiler makul ve mantıklı konuşuyorlar.
Kısacası Nasrettin Hoca'nın dediği gibi:
Sen haklısın
Sen de haklısın
Valla hanım sen de haklısın...
Yani efendim kim haklı sorusunun cevabı bende değil kendimce bir cevabım olsa da... Onun yerine size bir tarih öğretmeni olarak ( Tarihçi değil..Tarih Öğretmeni ) bilmeyenler için Prus Zaferini anlatayım. Pirus ve zaferinin '' Evetçi mi haklı, hayırcı mı haklı'' sorusuyla pek alakası olmasa da bence okunmaya değer...
**********************
PİRUS VE ZAFERİ...
Efendim, bizim kısaca Pirus dediğimiz bu kral aslında bir Yunan kralı ve aslında saldırgan olan kendisi. Yani bu noktada bizim bu günkü durummuzdan farklı durumu. Ama atalarımıza benzer bir tarafı da yok değil. Zira Batı İtalya'da yaşayan Yunan kökenliler '' Gurbanın olam Pirus. Bizi kurtar bu Romalı barbarların zulmünden '' Diye ona yalvarmışlar, o da '' Ulan ben ki koskoca Büyük İskender ile aynı kanı taşıyorum. Hemen geliyorum. Merak etmeyin siz'' diyerek yollara dökülmüştür ordusuyla.
MÖ 279 yılında Yunanistan'ın batısındaki Epir'den yola çıkmış İtalya'yı feth etmek için. Bu adama Epir Kralı Pirus da diyoruz. Yani o dönemlerde Yunanistan'da bir tek krallık değil, pek çok şehir devletleri var; hepsinin başında da bir kral...Pirus, Epir'in kralı.
Pirus ordusuyla birlikte İtalya'ya girer ve Romalı general Publius Valerius Laevinus ile karşı karşıya gelir. İki taraf arasında müthiş ve çok kanlı bir savaş olur. ( Asında iki savaş olmuştur. Birincisi ufak çaplı Heraklia Savaşı, ikincisi asıl kızılca kıyametin koptuğu Askulum Savaşı ) Pirus, savaş meydanına 50 kadar fil getirmiştir savaşı kazanmak için.Fakat filler, kendilerine sürekli ok ve mızrak atılmasından oldukça fazla rahatsız olduklarından '' Lan,.mına godumun gavatları. Başlarım sizin savaşınıza.'' Dediler ve panik halinde önlerine ne geldiyse ezmeye başladılar. Ezilenlerin çoğu ise Pirus'un askerleri oldu. Pirus, savaş meydanına fil getirmenin bedelini çok ağır bir şekilde ödediyse bile yine de her şeye rağmen savaşı kazandı.
İllevelakin savaş bittikten sonra Pirus gördü ki Roma tarafına 13 bin kayıp verdirmişti ama kendisi 15 bin askerini kaybetmişti. Yani bir başka savaşta düşmanın karşısına çıkaracak asker kalmamıştı neredeyse elinde...
Şöyle savaş meydanına baktı ve acı acı söylendi: '' Tanrı hiç kimseye benim kazandığım gibi bir zafer nasip etmesin. Böyle bir zafer daha kazanırsam biterim.''
İşte buraya kadar olan kısım Tarih kitaplarında - Tarih dersleri Milli Tarih oluncaya kadar- yer aldı. Sonra bu kadar bile kalmadı. Ancak olay burada bitti mi? Yani sonrasında ne oldu...Onu da anlatayım.
Roma sürekli insan gücünü takviye etmeye muktedirdi. Pirus'un ise böyle bir imkanı yoktu. Romalılar '' Pılını pırtını topla, işgal ettiğin topraklardan çık. Sana yapabileceğimiz en iyi teklif bu'' Dediler. Pirus önce Kartaca'ya '' gel bana yardım et. Birlikte şu Romayı haklayalım'' Dediyse de Kartaca '' Yok len. Deli misin? Koca Roma var karşımızda. Olmaz'' dedi. Bu arada Pirus'u Roma'ya karşı kışkırtan Roma ahalisinden olup da Roma kökenli olmayan Yunanlılar davaziyetin kel olduğunu görüp Pirus'a değil Roma'ya destek verince Pirus aynen dendiği gibi pılısını pırtısını toplayıp Epir'e geri döndü.
Vee Final...
Pirus kendi ülkesinde M.Ö. 264 yılında bir gün çarşıya çıkıp dolaşırken bir kaç sarhoşun kavgası arasında kaldı. Kavgaya kadınlar da karışmışlar ve birbirlerina koca koca taşlar atıyorlardı.Kadınlardan birinin diğerine attığı taş Pirus'un kafasına isabet etti koca kıral deve gibi olduğu yere çöktü. '' Tanrı hiç kimseye benimki gibi biz zafer ihsan etmesin'' Diyen Pirus ölmüştü.
Yani?
Yanisi yok. Kıssa benden hisse sizden.
Ya da şairin dediği gibi:
Hisse alın Çırakman'ın sözünden.
Zerre kaçmaz ariflerin gözünden
Kemal Ataturk'ün aydın izinden
Bugun bize hoş geldiniz erenler.
RESİMLER
1-7 Ağustos 2016..Yenikapı mitinginde liderler hep birlikte
2- Yenikapı mitingi
3- İsviçre'den ''Hayır''kampanyası
4- Almanya'da '' Hayır'' için panel.( Berlin Hayır diyor Paneli ) Katılımcılar: CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, Gazeteci yazar Necdet Saraç, HDP İzmir Milletvekili Müslim Doğan, ÖDP Başkanlık Kurulu üyesi Alper Taş.
5- Hollanda ve sömürgeleri ( Renkli olanların tamamı )