Müslüman idareciler ne zaman adaletten uzaklaştılar, adalet söyleminde olan küfür güçlendi ve Müslüman, Endülüs’teki gibi ezildi küfrün idaresinde! Ne zaman Müslüman idareciler adaleti savundular, zerre kişiye zarar gelmesin dediler, Selçuklu oldular, Osmanlı oldular... Haçlı savaşlarında, Küfrü perişan ettiler... Alaattin Keykubat'ları, Fatih'leri, sultan Abdulhamit'leri yetiştirdiler, küfrü tarumar ettiler.
Müslüman,
Küfre karşı güçlü olduğunda zulüm etmez: Onu tebaası kabul eder ve korur. Ama
küfür ne zaman güçlüdür onun Müslümanı korumak gibi bir kaygısı asla yoktur. Arakan’da,
Filistin’de… Daha nice yerlerde bu zalim güç tarafında ezilmekte ve ezilmeye de
devam etmektedir. Müslüman Allah'ın halifesi, Peygamber efendimizin ümmetindendir.
Hem adil hem de merhamet ve tevazu sahibidir, Hz Ömer gibi.
Biz
herkesi İslam’ı yaşamaya davet ederek, irşat etmeye gönüllü elçileriz. Bizde
kin, haset, öfke, intikam alma, kusur arama duyguları yoktur. Biz sabır ederiz,
yani insanların düzelmesi için elimizden geleni yaparız. Sonra ise, tevekkül
ederiz. Yani o sabrın sonucunu Allah'a bırakır, asla kederlenmez, Allah var gam
yok der ve bu işin sonucunu bekleriz. Biz her şeyi Allah rızası için yapar,
asla aşırılığa kaçmaz, orta yolu takip ederiz. Ayetlerde, Kun feyekün"
yani Rabbim ol der olur, duamız bu yüzden silahımızdır… Rabbimizin yapamayacağı
bir şey yok ama bizim elimizden, bizim çabamızla yapmamızı istiyor. Hem de
Rabbim kullarına rahmet eder. İşleyeceği günahını durmadan erteler rahmetiyle
ve günahta ısrar ettiğimiz görünce de yaratır. Allah sabır edenlerin en
yücesidir. Eğer Allah sabretmeseydi, kim yaşayabilirdi ki bu dünyada?
Mesele,
kişinin ne derece iman sahibi olduğu, dediklerinde ne kadar ihlasa ve
samimiyete sahip olduğu sonucu görmek demek olan kulun sınava tabi
tutulmasıdır. Kişi karşılaştığı sınavlarda, izlediği gerçek yolunun ne olduğunu
belli eder. Yoldan çıksa, pişmanlık ve gözyaşı ile hemen tövbe kapısını çalar.
Rabbim affeder. Eğer sınav olmasaydı, Allah niçin cennet vaat ederdi ki... Bu
dünya, o zaman cennet olurdu, ölümde olmazdı! Sınavdan iyi not almaya bakmalı,
geçmek için. Bu yüzden, başkasının ne yaptığına değil, bizim ne yaptığımıza
bakmalıyız.
Ne
İslam düşmanı biter, ne de bu sınavlar. Mesele, bunun bilincinde olduğumuz,
nereden gelip nereye gideceğimiz, gerçek iman sahipleri olmamızdır. Fatiha
süresi 5 inci ayet mealindende dediğimiz gibi, "Ancak sana ederiz kulluğu,
ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti Ya Rab!" diyebilecek ve
bu ayeti kesin kuralımız kabul edip yaşayacak bir hayata sarılmalıyız.
İşte
şu kadar düşük faizle ev, araba, saray alınacak, işte falan şeyh bizi kendisi
gibi yaşamamızı sürdürürsek cennete gidermişiz diyecek, işte falan öyle günahkâr
ki, benim kalbim ondan temiz, ben ibadet etmiyorum ama bu halimle Allah benden
razı olacak, ben istediğim gibi yaşamaya devam etmeliyim diyecek, işte azıcık
şarap içsem, azıcık sigara içsem, azıcık kumar oynasam ne olacak... Gibi
binlerce bize fayda etmeyen yoldan kendimizi uzaklaştırmalıyız. Kendimize ilk
önce adaletli olmalıyız. Çünkü her günah bize zarar vermektedir. İnsan eğer
kendisine adaletli olursa, başkasına zarar verir mi?
Müslüman
yaşamının her anına adaleti sokmalı ve duygudaşlık yapabilmelidir... Haksızlığa
uğradığında şu ayeti düşünmeli, "Sana güzellikten her ne ererse bil ki
Allah’tandır, kötülükten de başına her ne gelirse anla ki sendendir, biz seni
insanlara bir Resul olarak gönderdik, şahit ise Allah yeter" (Nisa süresi,
79). Eğer biz Allah'a safi kul olur, onun emrettiği gibi öğrenir ve yaşarsak,
çevremizde ne savaşlar olur, ne cehaletimizden sömüren olur, ne de darbeler
olur.
Birbirimize
kötülükten el çektirebilmek için, öğüt vermekte, örnek olmakta yarış halinde
olalım. Günahı yaşamak üzereyken Allah bizi her yerde görüyor, yaşarsak Ona
nasıl hesap vereceğiz demeyi yeniden öğrenelim. Kimse görmüyorsa Allah bizi
görüyor'u yaşamımızda düstur edinelim. Günahtan vazgeçin, tövbe edin denilenlerden
dolayı kimseye küsmeyelim, aksine o kişinin verdiği öğüt için elinden öpelim.
Eğer çevremizde yaşanan günah yoksa o günah-fitne nasıl yayılabilir ki? Günahtan
arınmış, bu dünyada cenneti yaşamaya hazır mıyız?
Saffet
Kuramaz