Sözcükler kırağı çalar mı sevgili?
Ya da sevgiden mütevellit bir özrüm
mü olmalı?
Gölgelerden kaçıp da sana sığındığım,
Senden kaçıp da ölümün kapısını
araladığım?
Oynama ne olur sözcüklerle:
Aklım çok karışık.
Karman çorman hezeyanlarımla
yanındayım
Şu meçhul adanın
Bir de diyemediklerini giydirdiğim;
Giyinik bildiğim çıplak bir şiirim
belki de.
Defolu kimliğim ezeldir;
Debriyajın bile yerini bilmediğim
Serkeş bir faniyim, sözün özü.
Az buçuk uyumsuz seyrim;
Seyredip de kendime güldüğüm
Paçoz bir hikâye kadar da
Ölümsüz olmayı dilediğim
Kara kuru bir Eylül yaprağıyım;
Hala düşünü kurduğum ölümü;
Sevip sevip başa sardığım aşkın
yaftasını
Sonra da kurulduğum başköşede,
Şimşekler çakan gözlerinde
Ölü bir cenin olma kaygılarımı
Henüz söndüremediğim melun bir güfteyim
bazen.
Sözüm ona kaçın kurası şu dünya.
Hani olur ya;
Mutluluk çalar kapımı bir sonraki
şiirde,
Dememi de asla bekleme
Hele ki bellediğin ne ise
Garipseme de içimin kıvılcımlarını:
Bir yanıp bir sönmek marifet olsaydı
Çoktan evrene dikmiştim sancağımı
Hele ki sevi mertebesinde
Kimse elime su dökemezken
Ben nasıl yanarım bunca zaman;
Suyu köz bellemesem.
Şimdilerin rivayetinde
Ölü bir sancıyım
Hele ki sanrıların tufan olduğu
eksenimde
Ölümüne sevdalıyım
Bir mevta niyetine göm beni
Hadi bir şiirin son dizesine
Sonra da evrileyim gölge mahiyetinde
Bir kuytuda almışken yerimi:
Kurum kurum kurumlanmayı mademki
beceremedim,
Ölüm çıksın ki;
Ben de ölümlü bir şiir kadar garibim.
Kelimelerin tozunu alıp her sabah
İmleçleri de meziyet bilip günün beş
vakti
Bir de görücüye çıktığım
Her kuşluk vakti
Kursağımdaki heyecanı nasıl
söndürürüm,
Gel de sor bana.
Kardıkça ömrü neler çıktı bahtıma;
Döndükçe geri, kurmalı bebek gibi
Önümü görmeyi unuttum
Hele ki istişare ettiğim günün
gecesinde
Bir de yatsıyı kılıp annem
Yüzüme gözüme üflediğinde,
Dolar dolar da taşarım
Elim böğrümde,
Aşkın hicabı ile yetinmeyi bilip
Sevmekten gayrisi gelmezken elimden
Şimdilerin dün yoksunuyum;
Dünüm zaten kayıp bir günce
Ben kazdıkça toprağı
Şiirlerin kalıntısında
Bir hutbe değerinde okumanın da
sürdüğüm o sefası
Kayıpların indindeyim.
Bulmayı beceremediğim ne ise
Ahvalimden sorma beni asla
Hakka sor beni neyden ibaretim
Hak yolunda bir menzilim;
Kaynadıkça için için,
Aşka sevdalı rütbemde bir yoksul
ukdeyim
Dünün rahlesinde yarına âşık bir
kıblede
Yaşamayı meşk edindiğim
Kutsalın haznesinde bir çentik kadar
Olsa keşke değerim.