Parmaklarımı çıtlatabilirim,
Kırdığım zincirleri fevri bir ritim
ile
Dışlandığımın da bilincinde üstelik.
Teyellediğim aşkımı gök kubbeye,
Vakur bir yadsımazlıkla
Sonlanmayan varlığımı daim kılan
Tanrı’ya duyduğum şükrü sırtlanıp
Daha çok daha çok da sevebilirim seni
Hem de dirayetimin kırıldığı her günü
Görmezden gelip,
Nasıl oluyor da bin bir şevk ile
Asılı kaldığım mucidi tasalarımın,
Hacmi yaralarımın
Havsalam almasa bile inancımla varım,
Demenin huzuru
Bir de yetim düşlerimin hezimeti
Yine çöreklenen özlemi
Bir o kadar imkânsızlığı içtiğim
satır satır
Diyetlerimde.
Mümkün olan ne ise
Başım gözüm üstüne, demenin raconu
işte
Pervasızlığım hepten vazgeçilmezim
Lakin asaletimde koruduğum
Masum sevdam.
Bil mukabil evren, derken bile
Hicvinde ömrün resmettiğim
kaygılarım,
Yenilmezliğin kıblesinde
Aşka inancımı
Kimseler yaftalayamazken
Nasıl oluyor da
Vazgeçemiyorum senden,
Demenin bedeli:
Ne dünüm ne de yazmadan duramadığım
Gölgeli şiirlerimde
Kendime tuttuğum aynada
Nasıl oluyor da seni görmek mümkün?
Has bel kader oyalandığım,
İçli dışlıyım madem hayatla demeden
de
Geri duramadığım
Şu isli havayı dağıtan
Hep mi aşk?
Hep mi özlem?
Ne şehvetin direnci
Ne kelamın zihniyeti
Ne de asılı kalan benliğin
Sığındığı süt liman gölgeler
Yine edimsiz,
Yine kuralsız
Ve noktasız sevdanın boynu ince
kıldan
Hem de rehavetin taksimi,
Nidaların suskusu,
Teferruat bildiğim bunca duyguda
Asılı kaldığım da mı yalan?
Diyenlerden değilim ne de olsa
Altı üstü unutulmuş bir güfteyim.