Serbest Kürsü / Söyleşi

Eklenme Tarihi : 17.03.2018
Okunma Sayısı : 5213
Yorum Sayısı : 6


-Değerli  misafirler,  kıymetli  konuklar. Şimdi  sizleri  başta  Ulu  Önder  Atatürk  olmak  üzere  tüm  şehit  ve  gazilerimizin  huzurunda  bir  dakikalık saygı  duruşuna,  akabinde  İstiklal  Marşımızı  okumaya  davet  ediyorum.

İşin  aslına  bakarsanız  misafir  ve  konuk  aynı  manaya  gelen  kelimelerdir  ama  işin  bu  kısmına  takılmayalım.  Pek  çok  sunucumuz  çeşitli  etkinliklerde  milleti  bu  sözlerle  saygı  duruşuna  ve  İstiklal  Marşımızı okumaya  davet  ederler.

Saygı  duruşu  için  bir  dakika  süresince  bir  müzik setinden  boru  sesi  verilir. Hemen  ardından  da  İstiklal  Marşına  geçilir  ki  işte  curcuna  da  orada  başlar.  Çünkü  müzik  setinden  gelen  melodi  ile  salonda  İstiklal  Marşını  okuyan  insanların  melodisi  asla  birbirini  tutmaz. Müzik  setinde  henüz  daha  ''  Korkma  sönmez  bu  şafak''  denirken  salonun  bir  kısmı  al  sancağı  yüzdürmüş,  bir  kısmı  '' Sönmeden  yurdumun  üstünde''  kısmına  atlamıştır.  Yani  hiç  bir  zaman  İstiklal  Marşımızı,  evet  bizim  Milli  Marşımızı  hep  bir  ağızdan  ama  tam bir ahenk  ve  uyum  içinde  söylememiz  mümkün  olmamıştır. Özellikle  de bazen  büyük  stadlarda  oynanan  karşılaşmalarda  İstiklal  Marşı  okunurken  bu  uyumsuzluğu  görmemiz  mümkündür.  Herhangi bir  müzik  olmayıp  da  çıplak sesle  okunması  ise  daha  da  felakettir. 

Yani  açıkça  söylemek  gerekirse  Kendi  İstiklalimizin  Marşını  maalesef  Türkçenin  kaşını  gözünü  yararak  okuruz.  Bu  arada tam  anlamıyla  bir  müzik  katliamı da  yapmış  oluruz. 

''Ben  İstiklal  Marşımızı  doğru  düzgün  okuyabiliyorum ''Diyen  vatandaşlarımız  linkini  vereceğim  videoyu  açsınlar  ve  birlikte söylemeye  çalışsınlar.  Bakalım  kaç  kişi  doğru  okuyacak? 

https://www.youtube.com/watch?v=j8D4K4ScwfE

Uzun  lafın  kısası  aslında  bu  marşın  bestesi  şimdiye  kadar  çoktan  değiştirilmeliydi  ve  yine  işin  aslına  bakacak  olursanız  İstiklal  Marşımız  ilkin  bu  beste ile  söylenmiyordu. 

Ya  nasıl  bir  beste ile  söyleniyordu?  

Evet..İstiklal  Marşı 1924 ten 1930  yılına  kadar  aşağıdaki  şekilde  söylendi:

Bak:  https://www.youtube.com/watch?v=s-HTCLZ5xnE

Peki  bu  beste  İstiklal  Marşı  olarak  daha  mı  güzeldi?  Bana  kalırsa  hayır.  Biz  Türk  milleti  olarak  bu  besteyle  de  zor  okurduk.( Okuyamadık  zaten )  Her şeyden önce bir marşa  kesinlikle  benzemiyordu. 

1930 dan  sonra  Osman  Zeki  Üngör'ün  bestesiyle okumuşuz  ve  okumaya  devam  ediyoruz.

İstiklal  Marşımızın  aslında  çok  fazla  bestesi  yapılmıştır  ama  bu  ikisi  dışında  hiç biri  milli  marşımız  olarak kabul  edilmemiştir.  

Pek  çok  bestekar daha  ziyade kendi  zevki  ve  müzik  anlayışına göre  besstesini  yapmıştır  İstiklal  Marşımızın.  Son  yapılan  bestelerden  birisi  de  aşağıda  linkini  vereceğim  Mehter  versiyonudur. 

https://www.youtube.com/watch?v=zuzrGDt3hTI

********************************
-Bence bu mehter  versiyonu  hiç  de  fena  değil.  Milli  Marşımız  olarak  bu  beste  kullanılabir.
-  Ne  diyon  len  sen?  Atalarımızın  kanlarıyla  sulanan  İstiklal  Marşımızı  değiştirmeye  hiç  kimsenin  gücü  yetmez.  Alimallah  gözlerini  oyarım.
-Ya  abi  İstiklal  Marşı  değişsin  demiyorum. Bestesi  değişsin.  Daha  kolay  söyleyebileceğimiz  bir  milli  Marşımız  olsun.
-Olamaz.  Atalarımızın  kanlarıyla  sulanmış  olan  İstiklal  Marşımıza  dokundurtmam.  Benim  cesedimi  çiğnemeden  hiç  kimse  İstiklal  Marşımıza  dokunamaz.
-Abi  anlatamıyorum  galiba.  Bestesi  diyorum.  Güftesi değil.
-Ben  deste,  köfte  anlamam.  Dedelerimin  kanıyla  sulanmış  olan  İstiklal  Marşımıza  dokunamazsın.  Değiştiremezsin
-Abi  daha  önce  değişmiş.  Mesela  1930 a  kadar başka  şekilde  söyleniyormuş. Sonra  değişmiş  bu  şekli  almış.
-Bana  yandaş  kaynaklarla  gelme.  Atalarımın  kanlarıyla  sulanan  İstiklal  Marşımızı  değiştirtmem.
-Abi !  Şimdi  merak  ettim.  İstiklal  Savaşında  bu  topraklar  mı  atalarımızın  kanlarıyla  sulandı  yoksa  Mehmet  Akif'in  yazdığı  İstiklal  Marşını mı  kanlarıyla  suladı  atalarımız?
-Ha?
-Soru  biraz uzun  olunca  devreler  yandı  sanırım.

Evet..''İstiklal  Marşımızın  güftesi  değişmelidir''  Üzerine  bugünlerde  oluşan  yeni  gündemiz  ile  ilgili  bir  münazara  örneğidir  yukarıda  okuduğunuz  satırlar. 

Bana  kalırsa  İstiklal  Marşımızın  bestesi  değişmelidir. Ancak  bu  konu  oldukça hassas  bir konudur. 

Hassastır  çünkü  İstiklal  Marşımızın  ne  güftesi  ne  de  bestesi  değiştirelemez.  Neden  mi?

Çünkü  1982  Yılında  yapılan  ve  yürürlüğe  giren,  halen  de  yürürlükte olan Anayasamız  der  ki:  

4.  Madde: Anayasa’nın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’nci maddesindeki Cumhuriyet’in nitelikleri ve üçüncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

Peki  3.  Madde  ne  der?

3.  Madde : Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli Marşı İstiklal Marşı’dır. Başkenti Ankara’dır. 

Yani  İstiklal  Marşımızı değil  değiştirmek,  değiştirilmesini  teklif  etmek  dahi  anayasaya  aykırıdır.  ''  Ama ben  bestesi  diyorum ''  diyemezsiniz.  Çünkü  madde  '' Milli  Marşı  İstiklal  Marşıdır ''  Diyor  ve  değiştirilemeyeceğini  söylüyor.  Bir  marş  ise  bestesi  ve  güftesi  ile  bir bütündür.  Anayasa  maddesi  '' Bestesi  değiştirilebilir ''  diye  bir  ifade  kullanmıyor.  Yani  Anayasamız  ile  İstiklal  Marşımızın  hem  sözleri  hem  de  müziği  dokunulmazlık  kazanmıştır.  Anayasanın  ilk  dört maddesine  dokunamazsınız.  Dokunmasını  teklif  bile  edemezsiniz.  İster  beğenin  ister  beğenmeyin  İstiklal  Marşımızın  bestesi  de  kutsallık kazanmıştır  1982 Anayasası  ile.  Bir  notasına  dahi  dokunamazsınız

Uzun  lafın  kısası  bizler  kendi  milli  marşımızı  yine  

Korkma  sönmez  bu  şafak
larda yüzen  al  sancak
sönmeden  yudumun üstünde  tüten  en  son  ocak  o be
nim  milletimin 
 yıldızıdır par
layacak  o  benim 
dir o  benim  milletimindir  ancak

Çatma  kurban  olayım
Çehreni ey  nazlı  hilal
Kahraman  ırkıma  bir  gül ne
bu  şiddet  bu  celal sana
olmaz  dökülen  
kanlarımız  sonra helal  hakkıdır
hakka  tapan  milletimin  istiklal.

Şeklinde  okumaya  mecbur  ve  mahkumuz.  Hem  ayrıca  zaten İstiklal  Marşımızı  dedelerinin  kanlarıyla  sulamış  olan  kardeşlerimiz  böyle  bir  şeye  asla  müsaade  etmezler.

İstiklal  Marşı  hassas  bir  konudur  çünkü şunu da  gördüm  face  bookta:

https://www.facebook.com/IGCNewsINTERNATIONAL/videos/572982793069774/?hc_ref=ARRITbk0YtVTsiIyuoHVjh8tut0juyXj5nl4u97KEwLURltdytav-DajeHuD1aBjxHI

Bu  videoya  yapılan  yorumlar  da  aynı  minval  üzere

-İstiklal   Marşımızı  ne  hale  sokmuşlar
-Yazık,  çok  yazık. Şiddetle  kınıyorum
-Sinirlerimizle  ve  sabrımızla  oynuyorlar.
-İstiklal  Marşıma  dokunma 

Vesaire...

 Millet  hep  olayın  beste  kısmında.  Bir  Allahın  kulu  da  demiyor  ki  ''  Ulan  alçaklar!  Başka  bir  beste  ile  okusanız  dahi  o  okuduğunuz  şey  İstiklal  Marşımızdır. İstiklal  Marşı  öyle  götünü  gere  gere  oturarak  dinlenmez.  '' 

Maalesef  bu  da  olayın  bir  başka  boyutu.  Bu  gözler  İstiklal  Marşımız  okunurken  oturan  alçakları  da  gördüğü  için  konu İstiklal  Marşı olunca  daha  uyanık  ve  dikkatli olma  gereğini  de  asla  gözden  uzak  tutmamak  gerekiyor.  

( Hassas Bir Konu: İstiklal Marşı başlıklı yazı Sami Biber tarafından 17.03.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu