Öfkesini mimleyen şiirler damıtıyor
Evren ve sükûtun sesi
Az sonra alacak ellerimdeki ölü
kelebeği:
Yine bilinmezin sihrine kapıldığım
Bilindik aşklara burun kıvırdığım.
Özgürlüğümü ilan ediyorum
Zamanın tutukluluğunda
Nutkum tutuklu kalsa
Ya da bir zarfa koysam kalbimi
Ve atsam en uzağa,
Sahi tutar mısın elimi, demektense
Denmedik seyrindeyim
Küflü yüreklerden haz etmediğim
Pek bir belli değil mi?
Şimdimi sonlandırıyorum
Aşka inat koşan adımlarında nefretin
Azat ediyorum kendimce
Sevmekten yorulmayan
Hatta uslanmayan ayaklarında
Şiir yüklü gözlerinin de derinine
Tıkılıp kaldığım
Şunca gök kubbenin hangi hoyrat
Bulutu olmaya adayım da
Uçup uçup durulduğum
Zaaf yüklü kelebeklere pek bir
özeniyorum hani.
Ömrü bir gün şiirin:
Bir duyduklarım bir de
Duyumsadıklarım haddimi aşar
Boyumu kısa tuttuğum
Hangi dize ise
Karınca misali kazıyorum
İğne ile yüreğin somurtan hacminde
Koyu gölgelerden çektiğimi
Getiremezken kolay kolay dile.
Deli Dumrul bir beyitin
Kepenklerine indirip
Dedim ya şu kelebek şiirin
Atfettiği istikamette
Gömülü kaldığım pek bir aşikâr
Gün bitmeden yeni bir şiiri
Beslemeliyim hortumu ömrün kayıp
fi(i)l misali
Yoksa ayıp bir mizansen mi
Çıplak kalmışlığı hayallerin?