Öykün ısrarla, umutla
Derken bir sevinç ısmarla.
Ismarla ki lal olsun yalanlar
Dolsun çukurlar varsın
Gözyaşıyla.
İflah olmadım gitti, diyenlere
Sunumumdur
Hangi alfabe ise aşkın taştığı
Hangi kanun ise
Yüreklerin susması gerektiği.
Şimdimi saldım yarına
Aslında dünde tutuklu kalmış bir
yalandım.
Şiir boyunda olmalı umutlar, sevgili;
Sevgili tadında olmalı özlemlerin
Kaydına kuytuna bulaşan hüsran
Öbeğinde şehrin
Şehla bir akşam.
Göz önündeyim işte
Ama gözlerimin içinde olan sen.
Sus’lara gebe şehir
Pişman hatta:
Şehirlikten çıkıp
Bir şiire sığındığına.
Topladım öykümü
Kırdım ortasından dizelerin
Akabinde çakıl taşları serptim
Şiirin saçlarına dolanan umudun
Bam telinde garip bir sarnıç;
Aşkın hidayete ulaştığı
Közüm ve ümitlerim.
Derledim topladım ne varsa senden
taşan
Sana sunmaya geldim
Oysa
Sadece benden ibaret bildiğim metruk yaşam.
Aksayan harflere takılma sen
Ama takılı kaldığım
Gözlerine tüm şiirlerim
Bir de unuttuğum dileklerim
Ne de olsa sensin sadece
Beratımı veren evrenden alacaklı
olduğum
Bir de süzgün düşlerimi teyellesem
Aşka pelesenk olmuş rahmete
Güller sunduğum:
Kâh destan kâh roman
Henüz adını koymadığım yeni
dileklerim.
Surundayım yangının
Meşkindeyim de özlemlerin
Bir sefil gölgeyim
Peşinde bilinmezin
Yoksa bilinmez mi
Tarafınca derdest edildiğim?
Ufkumu yardım ortadan
Kahrımı unuttum gitti
Kendimi sevmeyi bile tehir ettim
Adını anmaktansa
Ant içtim ölü güne
Sözümün eri bir çiçeğin dalına
serildiğim.