Evet efendim, bugünkü konumuz sitemizin değerli şair ve yazarlarından olup tarafımdan kurulan hükumette Sağlık Bakanı olarak görev verdiğimiz Sabahat Karagöz...
Şimdi Sabahat Karagöz '' Eyvah eyvah..'' derken sizler de merak içindesiniz: Acaba Sabahat Hanımla ilgili olarak ne yazacak?'' Diye
E o zaman başlayalım.
Efendim yazdığım altı bölümlük bir yazı dizinin 4. Bölümünde bolca reankarnasyondan ( Yani bir insanın öldükten sonra ruhunun bir başka bedenle tekrar dünyaya gelmesi olayı ) bol bol bahsedince Sabahat Karagöz arkadaşımız şöyle bir yorum yazmıştı:
''Hocam vallahi kafam karıştı ne yalan söyleyeyim. Bir de içime kurt düştü: Acaba ben eskiden kimmişim?''
Yazımın konusu işte bu. Yani Sabahat Karagöz arkadaşımız eskiden kimmiş? Kimin ruhu Sabahat Karagöz'ün bedeninde yeniden dünyaya gelmiş?
Ayrıştırmacı, pardon ya araştırmacı bir gasteci ve dahi mumla arasanız bulamayacağınız bir tarihçi olarak ( Ki Tarihin babası Heredot'un ruhu da aslında bende beden bulmuştur. ) bu sorunun cevabını aradım ve sonunda buldum.
Evet efendim, şimdilerde hanım hanımcık, oldukça zarif, kibar ve bir o kadar güzel olan ve eczacılık mesleği ile iştigal eden değerli arkadaşımız Sabahat Karagöz meğer bakın kimmiş.
Şimdiki nesil pek bilmese de ben misal artık fosilleşmeye başlamış olan âsâr-ı âtikadan olanlar ( Yani antika eşyalar ) 1857 Yılında dünyaya gelmiş olup 1903 yılında ebedi aleme yatay geçiş yapmış olan Calamity Jane'i mutlaka bilirler. Yeni nesil de Red Kit çizgi romanlarından ya da filmlerinden en azından ismen tanırlar.
1857 yılında ABD nin Missouri eyaletinin Princeton şehrinde ( Ya da kasabasında ) Charlotte ve Robert Canary çiftinin çocuğu olarak dünyaya gelen Martha, o dönemlerdeki ''Altına hücum'' akımı sebebiyle başlayan göç esnasında anne ve babasını kaybeder. Hayatta tek başına kalınca da kovboyların ( Aslında sığır çobanıdır hepsi de ) arasına karışır ve onlarla birlikte bir erkek gibi yaşamaya başlar. İşte bu dönemde de adı Calamity Jane olur ( Okunuşu Kalamiti Ceyn... Bizim kalamata zeytinlerle bir alakası var mı keşfedemedim.)
Kısa zamanda hızlı bir silahşör ve Saloonların vazgeçilmez müşterisi haline gelir. Artık '' Lan senin ananı avradını'' dan başlayıp '' Sülaleni '' ile devam eden küfürler, devamlı tütün çiğneyip yerlere tükürmeler, yan bakanın alının ortasına kurşunu yapıştırmalar, kumar oynarken hile yaptığında ve '' Lan ne hile yapıyorsun? '' diyenlerin ağzına tabancanın namlusunu sokmalar ne ararsan vardır onda.
Mesela püsküllü bir deri ceketi vardır ve o deri ceket, deri pantolon asla üzerinden çıkmamıştır. Suya karşı alerjsi olduğundan banyo etmez, elbiselerini asla yıkamaz,hatta su bile içmez. Viski, tekila gibi meşrubatlara oldukça düşkündür.
Bir ara kızılderililerin yakalayıp tren raylarına bağladığı çok ünlü kovboy Pecos Biil'i hain (!) kızılderililerin ellerinden kurtarıp akabinde o kızılderililerinin alayının kafa derilerini yüzmüşlüğü de vardır. Anlayacağınız pek de hayırlara vesile bir hatun değildir.
Şimdi merak ediyorsunuz ''Bu hikaye ile Sabahat Karagöz'ün alakası ne? '' Diye ya da anladınız Sabahat Karagöz arkadaşımızın aslında reankarnasyona uğramış Calamity Jane olduğunu. Ama yine merak ediyorsunuz ve soruyorsunuz '' Hocam, özellikle davranışlar açısından arada hiç bir benzerlik yok. Nereden çıkarıyorsunuz Sabahat Karagöz'ün Calamity Jane olduğunu? ''
Evet, şimdiye kadar anlattıklarımda hiç bir benzerlik yok. Sabahat Karagöz arkadaşımız asla küfretmez mesela. Değil Smit Wesson tabanca, çakı bile taşımaz üzerinde. Kendisi bir eczacı olup hijyen konusunda hatta seminerler verir. Su, çay, ayran, meyve suyu dışında ağzına sıvı koymaz.
Hepsi doğrudur. Lakin unutmamak gerekir: Reankarnasyonlarda insanlar genel olarak bir önceki hayatlarından çok farklı bir hayat yaşarlar. Yani tekamül dediğimiz olay söz konusudur reankarnasyonda. Ama yine de ne kadar tekamül ederse etsin eski hayatından da izler taşır ki işte ben oradan yakaladım Sabahat Karagöz'ün Calamity Jane olduğunu.
Şimdi tek tek delillerimi ortaya koyuyorum
1- Calamity Jane'nin de Sabahat Karagöz'ün de vazgeçilmez aksesuarı nedir? Hasır şapka...Alın size benzerlik.
2- Bir ara gönüllü hemşirelik de yapmış olan Calamity Jane görev yaptığı yerde gürültü yapanları nasıl susturmuştur? Havaya ateş ederek. Peki Sabahat Karagöz? O da çekmeceden koskoca bir şırınga çıkartıp '' Gürültü yapanı alimAllah bu şırıngayla şişlerim'' Diyerek...Metod aynı. Her ikisinde de şiddet eğilimi var.
3- Gelelim en bariz delile:
Efendim, bu Calamity Jane'in en büyük hobilerinden birisi de zaman zaman kurabiye yapmakmış. ( Sabahat Hanımın da öyle ) Lakin yaptığı kurabiyelere barut da dahil koymadığı malzeme kalmazmış. ( Sabahat Hanım da aynen öyle, tendürdiyottan, potasyum nitrata kadar eline ne geçerse koyar kurabiyelerine ) Sonra efendim Calamity Jane bu kurabiyelerini millete ikram edermiş ( Sabahat Hanım da aynen böyle insanlarla bir şeyleri paylaşmayı [özellikle de kurabiyeler ] çok sever. ) İnsanlar her biri granitten daha sert olan bu kurabiyeleri yemek istemeyince ya basarmış kurşunu ya da kafalarına atıp zavallı insanların beyin kanaması geçirmelerine sebep olurmuş. ( İşte bu noktada Sabahat hanım az farklı. Kurabiyeleri insanların kafasına atmak aynen onda var ama kimseye kurşun sıkmıyor. Zaman zaman kurabiyelerini arabası için takoz olarak kullanıyor...
4- Calamity Jane'in de Sabahat Karagöz arkadaşımızın da resimlerini görüyorsunuz. İkiz kardeş olsalar ancak bu kadar benzerler. Yalan mı?
Evet sevgili Sabahat Karagöz. Sen sorarsın da ben bulmaz mıyım senin önceki hayatında kim olduğunu: Sen önceki Hayatında Calamity Jane idin.
NOT:
1- Sabahat Karagöz arkadaşımın engin hoşgörüsüne sığınarak yazdığım bu yazımda onunla ilgili olarak yazdıklarım elbette kurgudur ama Calamity Jane ile ilgili olarak yazdıklarım aynen gerçektir.
2- Bu yazı değerli arkadaşım Sabahat karagöz'ün onayı alındıktan sonra yayınlanmıştır
3- Yazıma videoyu ekleyen sevgili Adem Efiloğlu kardeşime çok çok teşekkür ediyorum.
/?autoplay=1&mute=0" allow="autoplay" frameborder="0" allowfullscreen>
(
Sabahat Karagöz Gerçeği. başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
26.07.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.