Hatırşinas tınısında ölümün, derin
bir vaveyla
Belki iç çekişin can çekiştiği bir
huzme
Aşkın raksına binaen
Şehrinde temaşası
Zanların yorgan misali çekildiği bir
zemin
Aşka kin katan nefret yüklü iblisin
cesareti…
Kor hecelerde yalıtıldığım nasıl da aşikâr
İsine talibim ne de olsa yüreğin
Bir de gürültülü sessizliğin rücu
ettiği
Dost meclisi
Her türlü tahakkümden uzak bir
mırıltı
Şehir kazan şiir kepçe
Şairlikten almadığım nasibi
Ben kök hücresinde umutların saklı
tuttuğum.
Zincirleme benim hecelerim ve üzüncüm
Bir de karaborsaya düşen insanlık…
Hani, hatim indirdiğim ömür boyu.
Mukozası sınırlı
Aşkı yaralı
İrin yüklü bir cenin
Varsa yoksa ölü düşler mezarlığında.
Kefilim madem aşkın hümayununa
Her satır başı serilmişliğim
Güdülerimin de asla değil esaretinde
Allah rızası için sevip yaşadığım
Terennümlerin de gazabına serildiğim
Belki az şekerli bir ölüm dilediğim
Aşkın b/atağında serpintilerin de
meali
Gün ve gece haznemde saklı yangın
Boyumdan büyük umudum
Oysaki zifiri karanlığa esirim.
Gürül gürül ç/ağlasam da neye yarar?
Tanrının eli ve örtüsü
Şükür ki benliğimde
Varsın ansınlar adımı kötüyle
Varsın şerh düşsünler acıma hüznüme
Kefil olduğum her gün zerresi
Ben ki boyutsuzluğun güftesi.
Şah damarımda saklı akım ve inancım
Keşke kesebilsem umudumu her gün
doğumundan
Belki de en reşit acının eseriyim
Endamlı bir serseri
Şiir yazdığım bir hurafe
Acılarım ise doz aşımından ömrün de
fitilini
Ateşlerken neden, diye.
Bir diyetse ödenen nedir suçum?
Bir redifse gözden kaçan,
Elbet dolacak miadı hecelerin
Yoldan çıkmadan gece ve ben
Aşkına sadık her köleden de yok
farkım
Varıp varacağım son nokta
Elbet sorulur Haktan.
Demli yürek sesim;
Dingin olsa keşke serildiğim gönül
rahlem
Bir uzamda bir sanrıda belki bir
balçıkta
Mikrop kapmadan yaram
Kapatmalıyım ben bu defteri.
Solan şafaktan yana kaygım;
Arşı alaya çıkan hezeyanların da
merkezi
Elbet ki gönül hutbem
Solmadan içimdeki süzgün gül;
Kırılmadan en ince yerinden
Gitmenin de neferi bir isyan
Andıkça adını ölümün
Dermanım kalmadı madem.