TIBBİYELİ HİKMET'TEN KEMAL YAVUZ PARACIKOĞLU'NA 9 EYLÜL
Evet, bugün 9 Eylül
Aslında Türk tarihi açısından oldukça önemli bir gün.
Bugün en azından 9 Eylül 1922 nin hatırlanmasını ümid ediyordum ama ne gezer. 1 Eylül sözüm ona Dünya Barış Gününü unutmayanlar yine önce 4 Eylül 1919 u, bugün de 9 Eylül 1922 yi unuttular.
Ne olmuştu 4 Eylül 1919 da?
Milli Mücadelemizin en önemli kongresi olan Sivas Kongresi yapılmış ve vatanın bir bütün olduğu, asla bölünemeyeceği bütün dünyaya net bir şekilde anlatılmıştı. Ve o kongrede Tıbbıyeli Hikmet adında genç bir doktor aynen şunları demişti :
“Paşam, delegesi bulunduğum Tıbbiyeliler beni buraya İstiklal davamızı başarmak yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olursa olsun şiddetle ret ve takbih ederiz. Mustafa Kemal’i vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak adlandırır ve tel’in ederiz.”
Ve işin ilginç tarafı neydi biliyor musunuz? Tıbbiyeli Hikmet, 4 Eylül 1919 da başlayan Sivas kongresinde işte bu konuşmayı 9 Eylül 1919 da yapmıştı.
Boşuna bir bekleyiş olduğunu bilsem de yine de bir ümit beklerdim kendisini Atatürkçü olarak tanıtanlardan Sivas Kongresi, Tıbbiyeli Hikmet hakkında bir şeyler yazmalarını
9 Eylül 1922 İzmir'in düşman işgalinden kurtulduğu gündü. Tabii ki İzmir'in düşman işgalinden kurtulması yanı sıra bu günü önemli kılan asıl sebep yurdun düşman işgalinden kurtulması, Milli Mücadelenin zaferle sonuçlanması idi ama o da unutuldu.
Rus'un icadı olup bugün kendisinin bile kutlamadığı 1 Eylül Dünya Barış Gününü kutlayanlar 4 Eylül 1919 u, 9 Eylül 1919 u ve 9 Eylül 1922 yi unutmuşlardı.
İşte bu unutkan vatandaşlar 9 Eylül 1923 ü de unuttular. Yani pek çoğunun bağlı oldukları siyasi partinin Mustafa Kemal Atatürk tarafından 9 Eylül 1923 de Halk Fırkası adıyla kurulduğunu.
Böylesine unutkan insanlardan 9 Eylül 1933 ü hatırlamaları tabii ki beklenemezdi. Yani İzmir Uluslararası Fuarının çekirdeğini oluşturan 9 Eylül Panayırının açılışını...( Açılışı Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak yapmıştı.)
1955 Yılının 9 Eylülünde Hükumet ( Adnan Menderes Hükumeti) üç gün önce yani 6-7 Eylül 1955 de özellikle İstanbul başta olmak üzere bazı şehirlerimizde Rumlara yapılan saldırı neticesinde ev ve işyerleri harabeye dönen, bazıları yaralanan ve hatta ölen bu vatandaşlarımıza yardım etme kararı aldı.
Bakın 9 Eylülde unuttuğumuz çok önemli bir şey daha var. Hani bazı vatandaşlar diyorlar ya '' Eskiden her şey bundan çok çok daha iyiydi '' Diye, işte o vatandaşların pek çoğunun henüz ana rahminde bile olmadığı yıllarda bu ülkede sıkıyönetimler ilan edilirdi sık sık ve o sıkıyönetim komutanlıkları basılmış,ya da henüz baskıda olan kitapları toplatırdı. Nitekim 9 Eylül 1972 de İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı tam 278 kitabı toplattı.
9 Eylül 1973 de İstanbul- Ayvansaray'da bir civata fabrikasında 215 işçi birden açlık grevine başladı. ( Türkiye Cumhuriyetinde bildiğim kadarıyla ilk kez Nazım Hikmet bir açlık grevine başlamış 1950 yılında ve sonuçta çıkartılan af kanunu ile önce cezasının üçte ikisi indirilmiş, sonra da tamamen serbest bırakmış. 1963 de Celal Bayar ikinci kez tutuklanınca üç günlük bir açlık grevi yapmıştı. 1969 da Toptaşı cezaevindeki 500 mahkum af isteği ile açlık grevi yapmıştı ve 1972 de Deniz Gezmiş ve iki arkadaşı 12 gün süren bir açlık grevi yapmışlardı. Açlık grevlerine daha sonra her nedense Ölüm Orucu denmeye başlandı. )
9 Eylül 1974 de Keban Barajı ve Hidroelektrik santrali açıldı. Hatırladığım kadarıyla o günlerde hiç kimse ''HES' lere hayır.'' demedi. Yani iyi ki o günlerde açılmış. Bugünlerde biraz sıkıntılı olurdu açılması.
Adana- Yumurtalık savcısını öldürmesinin ardından cezaevine konmuş olan Yılmaz Güney ceza evinden kaçarak yerleştiği Paris'te 47 yaşında hayata gözlerini yumduğunda takvim yaprakları 9 Eylül 1984 ü gösteriyordu.
9 Eylül 1993 de olmaz denen oldu. İsrail ve Filistin Kurtuluş Örgütü karşılıklı olarak birbirlerini tanımayı kabul etti.
9 Eylül 1995 de Yeşim Palandüz adlı kızımız Dünya güzeli seçildi. (Keriman Halis Ece'den sora ikinci kez...)
Ve 9 Eylül 2017...
Sitemizin değerli Şair- Yazarlarından olup bu sitede Ali Kemal, bir başka sitede Kemnur mahlasıyla yazı ve şiirler yazan Kemal Yavuz Paracıkoğlu Hakkın rahmetine kavuştu.
Karşılıklı mizahi atışma tarzı yazılarımızda ben ona '' Kamil Oğuz Mangırcıkoğlu'' O bana ''Sami Emekli'' Derdi ve her ikimiz de pek çok hikayemizde birbirimizi Hakkın rahmetine gönderirdik. Gerçek hayatta nasip onun oldu maalesef. Ve asıl daha üzücü olanı öldüğünde birbirimize dargın olmamızdı. Allah rahmet eylesin. Makamı cennet olsun.
RESİMLER:
1- Sivas Kongresi
2- İzmir'in Düşman İşgalinden kurtuluşu
3- Cumhuriyetin ilanından sonra Cumhuriyet Halk Fırkası adını alan günümüz CHP sinin Zonguldak ilimizdeki bir mitingi
4- Nazım Hikmet'in annesi Celile Hanımın oğlu Nazım'ın beraat ettirilmesi mücadelesi
5- Yılmaz Güney'in ölüm haberini veren 10 Eylül 1984 tarihli Hürriyet Gazetesi
6- Kemal Yavuz Paracıkoğlu ile kızı Duygu'nun Kadıköy- Moda'daki evinde bir sohbet anı Resimdekiler: Sol baştaki malum ben. Ortadaki Kemal Yavuz Paracıkoğlu, sağ baştaki Emekli gazi Yüzbaşı ve yazar Eyüp Yaşar Ovalı
(
Tıbbıyeli Hikmetten Kemal Yavuz Paracıkoğluna 9 Eylül başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
9.09.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.