Zenginlerin ikamet ettiði siteye yeni taþýnmýþtý. Her ne kadar taþýnma evden eve nakliyat ile saðlanmýþ, taþýnan her þey nakliyeciler tarafýndan taþýnýp yerli yerine kurulmuþ, temizlik ve sair iþler bu iþleri yapan þirketlerin elemanlarýyla halledilmiþ olsa da nazik bedeni oldukça yorulmuþtu. Þöyle bir hafta dinlenmesi lazýmdý ama patrondan izin koparmak mümkün deðildi.

Bilgisayar baþýnda arkadaþlarýyla geyik muhabbeti yapan karýsýna seslendi.

-Arzu’cuðum bak bakalým bizim aile hekimimiz kimmiþ. Bir hafta rapor alayým da seninle þöyle güzel bir tatil yapalým. Ýkimiz de çok yorulduk.

Baþka zaman olsa Arzu ‘’ Kendin baksana, elin ayaðýn tutmuyor mu?’’ Derdi ama iþin içinde tatil olunca ‘’ Hemen Hayatým’’ dedi ve buldu Aile Hekimlerini. Hatta en sona kalmýþ randevuyu da aldý.

-Hayatým ! Doktorumuzun adý Ali Kuþçu imiþ. Son randevuyu aldým. Saat 16.30-17.00 arasý...

-Oh ohh çok güzel. Aile Saðlýðý Merkezlerinde hep Arap doktorlar görev yapýyormuþ. Benimki þansýma Türk çýktý.

Karýsýndan bir cevap gelmeyince kendisini salondaki kanepenin üzerine attý. Randevu saatine kadar az kestirecekti.

Saat 16.00 gibi karýsý ‘’ Haydi randevunu kaçýracaksýn. Kalk artýk koca bebek’’ Deyip öperek uyandýrmasaydý daha da uyuyacaktý.

‘’Ah bu kadýn milleti. Tatili duyunca nasýl da iltifat ediyor.’’ Diye geçirdi içinden. Baþka zaman ‘’ Git içeride zýbar. Kanepeye yayýlma!’’Diyen kadýn þimdi öperek uyandýrýyordu.

Alelacele üzerine bir þeyler alýp arabasýna atlayarak Aile Saðlýðý Merkezine geldi. Kapýdan içeri girdiði anda da gözlerine inanamadý. Adeta tam teþekküllü bir hastane büyüklüðündeki Aile Hekimliði Merkezinin koridorlarý anlamadýðý bir dilden konuþan bir sürü insanla dolmuþ taþmýþtý. Çocuklar ve kadýnlar çoðunluktaydý.

Evet, bu insanlarýn konuþtuklarýný anlamýyordu ama Arapça konuþtuklarý besbelliydi.

Öfkeli bir þekilde üzerinde ‘’Reception’’ Yazan danýþma masasýna yaklaþtý ve orada oturan tombulca kýza sordu:

-Afedersiniz. Doktor Ali Kuþçu’nun odasý nerede?

Kýz,iþaret parmaðý ile yukarýyý gösterdi:

-Üçüncü kat, koridorun sonunda saðdaki oda. Þu koridorun sonunda merdivenler var. Oradan çýkabilirsiniz.

Adam koridor boyunca ilerlemeye baþladý ama hem þaþkýnlýðý hem de öfkesi daha da arttý yürürken. Çünkü koridor boyunca ilerlerken gördüðü manzara korkunçtu. Bütün odalarýn kapýsýnda tamamen yabancý isimler yazýyordu. Yani hastalar Türk olmadýðý gibi doktorlar da Türk deðildi anlaþýlan.

Bir an ‘’Bir özel Arap Hastanesine mi geldim yanlýþlýkla acaba?’’  Dedi. Geri dönüp danýþmadaki kýza bir kez daha sordu.

-Afedersiniz ben galiba yanlýþlýkla bir Özel Arap hastanesine geldim. Bana Ayfer Soyak Sengir Aile Saðlýðý Merkezinin nerede olduðunu tarif edebilir misiniz?

Kýz tebessümle cevap verdi.

-Yanlýþ yerde deðilsiniz. Ayfer Soyak Sengir Aile Saðlýðý Merkezi burasý.

Adamýn gözleri fal taþý gibi açýlmýþtý. Geri dönüp koridor boyunca odalarýn üzerinde yazan isimleri cep telefonuna kaydetmeye baþladý. Artýk alacaðý rapor pek de umurunda deðildi.

Ýlk odanýn kapýsý üzerinde Dr.Ebû Cafer Muhammed bin Musa yazýyordu.Ýkinci kapýnýn üzerinde Gýyaseddin Ebu'l Feth Ömer Ýbni Ýbrahim... 

 Üçüncü kapýnýn önü ana baba günüydü. Herkes her nedense o doktora muayene olmak istiyordu. Kapýnýn üzerinde yazan isim iseEbu Ali el Hüseyn bin Abdilillâh bin Alî idi

Alt kat koridorundaki diðer doktor isimleri þöyleydi:

4. Oda:Ebu Abdullah Muhammed Ýbni Cabir ibnni Sinan el Rakkî  
5. Oda: Ebu’Reyhan Muhammed bin Ahmed, 6. Oda: Ebu Ali el Hasan ibn-ül Hasan, 7. Oda: Ebu Ýshak Nuriddin Batrûcî

 ‘’Üst kat da böyle mi acaba?’’ Diye düþünerek merdivenleri ikiþer ikiþer çýkmak suretiyle ikinci kata geldi. Gelmesine geldi ama manzara yine aynýydý. 2. Kattaki isimleri de tek tek kaydetti:

8. Oda: Ebu Musa Cabir Ýbni Hayyan el Sufi, 9.Oda: Zekeriya el Râzî ,10. Oda: Ebu Osman Amr bin Bahr el Fuhaymî el Basrî  11. Oda: Ebu'l Kasým Halef Ýbni Abbas, 12. Oda: Ebu Muhammed Abdullah bin Ahmed 13. Oda: Ebü'l-Hasan Alâüddîn Ali bin Ebi'l-Hazmî 14. Oda: Ebu Abdullah Muhammed Ýbni Muhammed ibni Abdullah ibni Ýdrîs es Sebtî

‘’Allah kahretsin. Bu ne yahu? Türkiye’de miyiz yoksa Arabistan’da mý?’’ Diye  öfkesi daha da katlanmýþ bir þekilde kendi doktorunun da bulunduðu 3. Kata çýktý. Çok þükür ki þansýndan kendi doktoru Türk'tü. Ancak 3. Katta da diðer tüm doktorlar Araptý. Bu kattaki doktor isimlerini de kaydetti:

15. Odada yazan ismi kaydetmesi hayli zamanýný aldý zira isim yaz yaz bitmiyordu: Ebu Abdullah Muhammed bin Abdullah bin Muhammed bin Ýbrahim el Levâtî et Tancî, 16. Oda: Ebu Cafer Muhammed bin Musa bin Þakir, 17. Oda: Ebu’l Kasým Ahmed bin Musa bin Þakir, 18. Oda: Ebul Ýz Ýsmail el Rezzâz 19. Oda: Ali Kuþçu

Saat 16.45 olmuþtu ve üzerinde Dr. Ali Kuþçu yazan kapýnýn üzerindeki ýþýklý panoda kendi ismi vardý: Oðuz Türkoðlu

Kapýyý çalýp içeri girdi. Masasýnda oturmakta olan genç doktor Ali Kuþçu nazikçe sordu:

-Hoþ geldiniz. Rahatsýzlýðýnýz neydi?

Oðuz Türkoðlu cevapladý:

-Doktor bey ! Ben aslýnda bir haftalýk rapor isteyecektim sizden ama þimdi çok daha önemli bir sorun var ve maalesef bu sorunu siz halledemezsiniz.

-Siz hele bir anlatýn þikayetinizi, beni aþan bir durumsa sizi tam teþekküllü bir Eðitim ve Araþtýrma hastanesine sevk ederim olmazsa.

-Eðitim ve Araþtýrma hastaneleri de böyleyse vah benim ülkeme.

-Anlamadým. Nasýlsa?

-Doktor bey ! Görmüyor musunuz? Aile ve Saðlýk Merkezi komple Arap doktorlar tarafýndan iþgal edilmiþ. Siz hariç hepsi Arap doktorlarýn.

Doktor Ali tebessüm etti.

-Anladým ne demek istediðinizi ama bu arada anlayamadýðým bir husus var. Diðer odalardaki doktorlarýn Arap olduklarýný nereden anladýnýz?

Oðuz iyice sinirlendi.

-Doktor Bey ! Bunda anlaþýlmayacak bir þey var mý? Ýsimlere baksanýza.

Sonra cep telefonuna kaydettiði isimleri tek tek okumaya baþladý. O okudukça Doktor Ali tebessüm ediyordu. Hatta zorlamasa kahkahayý salacaktý.

-Anladým, isimler...Evet hepsi Arap isimleri. Ama arada Ýranlý isimleri de var ve mutlaka bilirsiniz Ýranlýlar Arap deðildir.

-Ýranlý ya da Arap. Neticede Türk deðiller.

-Ve siz onlarýn Türk olmadýðýný sadece isimlerinden anladýnýz. Oysa o isimler hiç de yabancýsý olduðunuz isimler deðil biliyor musunuz? O isimlere yüzlerce senedir Türk diye sahip çýktýnýz.

Oðuz þaþkýnlýk içindeydi.

-Nasýl yani? Anlamadým.

-Bakýn Beyefendi..Pardon, isim neydi?

-Adým Oðuz

-Bakýn Oðuz Bey! Osmanlý hanedanýna bile -kurucularýna- Ertuðrul, Ataman ( Osman ), Orhan gibi isimler taþýdýklarý için Türk derken Abdülhamit, Abdülaziz, Abdülmecit gibi isimler verilenlere ‘’ Araplaþtý bunlar’’ Dediniz deðil mi? Hatta anneleri yabancý olduðu için ‘’ Bunlarýn Türklükle alakasý yok’’ Diyenler oldu; doðru mu?

-Evet, doðrudur.

-Ama buna karþýlýk Ýbnî Sina, Birunî, Ýbni Heysem, Ýbni Batuta gibi bilim adamlarýnýn adlarý da Arap adý olduðu halde  yüzlerce senedir ve hatta zamanýmýzda bile ders kitaplarýnda ‘’ Dünya medeniyetine ve bilime yön vermiþ olan Türkler’’ olarak okuttunuz bu kiþileri bu da doðru mu?

-Ýyi ama doktor bey!  Bu saydýðýnýz isimler hep Türk.

-Oðuz Bey ! Kapýlarda yazan isimlerden, doktorlarýn yüzlerini bile görmeden Arap olduklarýný anladýnýz ama benzer isimler karþýnýza ‘’Türk Bilim adamlarý’’ olarak çýkýnca ‘’ Bunlar Türk Bilim adamlarý ‘’ diye dört elle sarýlýyorsunuz; farkýnda mýsýnýz? Bu arada beni de adýmdan dolayý Türk sandýnýz.

-Ne yani Türk deðil misiniz?

-Bu sorunuza cevap vereceðim ama þu kapýlarda görüp de kaydettiðiniz isimlere bakalým. Yani Hepsine Arap dediðiniz isimlere... Tek tek sayýyorum:

1.Oda: Ebû Ca'fer Muhammed bin Mûsâ---Sizin ‘’Türk bilim adamý’’dediðiniz HARÝZMÎ den baþkasý deðil.
2. Oda: Gýyaseddin Eb'ul Feth Ömer Ýbni Ýbrahim—Siz onu ÖMER HAYYAM olarak biliyorsunuz.
3.Oda: Ebû Alî el-Hüseyn bin Abdillâh bin Alî—Siz onu ÝBNÎ SÎNÂ olarak biliyorsunuz.
4. Oda: Ebu Abdullah Muhammed Ýbni Cabir Ýbni Sinan el Rakkî—Siz onu BATTÂNÎ olarak biliyorsunuz
5. Oda: : Ebu’Reyhan Muhammed bin Ahmed—Siz onu BÝRÛNÎ olarak biliyorsunuz
6. Oda: Ebu Ali el Hasan ibn-ül Hasan--Siz onu ÝBNÝ HEYSEM olarak biliyorsunuz
7. Oda: Ebu Ýshak Nuriddin Batruci—Siz onu BATRUCÎ olarak biliyorsunuz.
8. Oda: Ebu Musa Cabir Ýbni Hayyan el Sufi—Siz onu CABÝR BÝN HAYYAN Olarak biliyorsunuz
9.Oda: Zekeriya el Razî—Siz onu kýsaca RÂZÎ olarak biliyorsunuz
10. Oda: Ebu Osman Amr bin Bahr el Fuhaymî el Basri—Siz onu CAHIZ olarak biliyorsunuz.
11. Oda: Ebul Kasým Halef Ýbni Abbas—Siz onu ZEHRÂVÎ olarak biliyorsunuz
12. Oda: Ebu Muhammed Abdullah bin Ahmed—Siz onu ÝBNÎ BAYTAR Olarak biliyorsunuz
13. Oda: Ebü'l-Hasan Alâüddîn Ali b. Ebi'l-Hazmî—Siz onu ÝBNÝ NEFÝS olarak biliyorsunuz
14. Oda: Ebu Abdullah Muhammed Ýbni Muhammed ibni Abdullah ibni Ýdrîs es Sebtî—Siz onu ÝDRÝSÎ olarak biliyorsunuz
15. Oda: Ebu Abdullah Muhammed bin Abdullah bin Muhammed bin Ýbrahim el Levâtî et-Tancî—Siz onu ÝBNÝ BATUTA Olarak biliyorsunuz 
16. Oda: Ebu Cafer Muhammed bin Musa bin Þakir—MUSA KARDEÞLER
17. Oda: Ebu’l Kasým Ahmed bin Musa bin Þakir—MUSA KARDEÞLER
18. Oda: Ebul Ýz Ýsmail el Rezzâz—Siz onu EL CEZERÎ Olarak biliyorsunuz.

Ali Doktor ‘’ Biliyorsunuz’’ Dedikçe Oðuz ezim ezim eziliyordu çünkü bir iki isim dýþýnda hiç biri hakkýnda bir bilgisi yoktu. Ömer Hayyam, Ýbni Sinâ, Ýbni Batuta,Birunî dýþýndaki isminden haberdar olduðu herhangi biri yoktu.

-Yani Oðuz Bey, iþinize gelenlere Türk, iþinize gelmeyenlere Arap diyorsunuz. Bilmem anlatabildim mi? Evet yukarýda saydýðým isimler Türk isimleri deðil ama hepsi de Türkiye’de okutulan tarih kitaplarýna ya da ansiklopedik bilgilere ‘’ Türk bilim adamlarý olarak geçmiþler.’’

-Þeeyyy  peki siz?

-Evet ben...Türk bilim adamý deyince ilk akla gelen isimlerden büyük Türk bilim adamý matematikçi Ali Kuþçu...Adaþým Ali Kuþçunun asýl adý da Alaaddin Ali Ýbni Muhammed’dir. Bu isim sizce Türk ismi mi?

-Ne yani þimdi siz bana ‘’ Türk bilim adamlarý’’ Diye bildiklerimizin hiç birinin Türk olmadýðýný mý söylüyorsunuz?

-Bunu ben deðil siz söylüyorsunuz Oðuz Bey...Evet, siz söylüyorsunuz ama ne  söylediðinizin farkýnda bile deðilsiniz maalesef.

-Doktor bey ! Siz þimdi ‘’Nobel ödüllü Aziz Sancar da Türk deðildir.’’ Dersiniz.

- Yanýlýyorsunuz. Ben böyle bir þey demem ama sahaya sürdüðü on bir futbolcusu da yabancý olduðu halde kazandýðý bir maç için ‘’ Türk’ün Zaferi’’ Diye manþet atan sizler dersiniz. Evet, Osmanlýlara gelince ‘’ Hep devþirme sadrazamlar tarafýndan yönetildi bu devlet’’ Diyen sizler on biri de yabancý olan bir takýmýnýzýn kazandýðý futbol maçýna ‘’Türk’ün Zaferi’’ Dersiniz.

Oðuz  ne diyeceðini þaþýrmýþtý. Kendi kendine ‘’Taffarel, Hagi, Popescu, Jardel’’ Diye sayýklýyordu. UEFA Kupasý ve Süper Kupayý bu yabancý futbolcularla kazanmýþtýk. Türk'ün gücünü Avrupa'ya gösterirken bunlar vardý takýmda. Hatta süper kupayý aldýðýmýzda takýmýn baþýnda Lucescu  vardý.

*****

-Oðuuuuzzz.  Oðuuuzzzzz. Kalk haydi. Randevuna geç kalacaksýn.

-Hýýýý

-Kalk artýk hayatým. Deminden beri ‘’Taffarel, Hagi, Popescu, Jardel ‘’ Diye sayýklayýp duruyorsun.

Oðuz zorlukla açtý gözlerini. Baþucunda karýsý Arzu onu uyandýrmaya çalýþýyordu. Sallana sallana ayaða kalktý.

-Þeyyy. Benim doktorun adý Ali Kuþçu’ydu deðil mi?

-Ayol saçmalama. Ne Ali Kuþçu’su? Doktorunun adý Fikret Egemen...Unutma sakýn. Fikret Egemen. Aile Saðlýk Merkezi de Ayfer Soyak Sengir Aile Saðlýk Merkezi.

-Oh ya Rabbi Þükür Türk'müþ...Of beee ne rüyaydý ama. Rüya deðil tam bir kabustu.  

Yarý sersem arabasýna binip Ümraniye- Ayfer Soyak Sengir Aile Saðlýðý Merkezine geldi.  Heyecanla içeri girdiðinde merkezde rüyasýndaki gibi on dokuz deðil sadece beþ birim olduðunu, her birimde de Türk Doktorlarý ve ebe- hemþireleri olduðunu gördü. Rüyasýnda gördüðü bütün isimler silinmiþti.  

Duvarda gördüðü doktor ve ebe isimlerini tek tek cep telefonuna kaydetti.

1. BÝRÝM: Uzm. Dr. Büþra Ý. EZENGÝN EGEMEN ​ve Ebe Pýnar ÞÝMÞEK                                       

2.BÝRÝM:Uzm. Dr. Fikret EGEMEN ve Ebe Seda YÝÐÝT                                                   

3.BÝRÝM: Dr. Saniye ÝLHAN ve Ebe Vildan AKASLAN                                                    

4.BÝRÝM:Dr. Savaþ UÇAR ve Hemþire Ýpek ÞAKAR                                                       

5.BÝRÝM: Dr. Veli TÜRKAN ve Ebe Hilal TATAR