Konaklayan düş ve yalan ve işte
seyrüseferi hayal dünyasının demlenmiş mizacına yenik düşen şair de sundu
imzasını.
Ket vurulan her duyguda saklı sarkaç
ve zemherisi ölü yüreğin artık demlendiği bir mizansen yana da yok iken
kaygısı.
Tefe tutuldu minimum yalanlar ve tefe
tutuldu maksimum sevdalar ve yalın neşriyatına sunuldu ömrün elbette ömrün
patiska yollarıydı elinden geleni ardına koymayan mevsimin de saklı sevdasıydı
kürediğimizi değil küstüğümüzü yâd ettiğimiz günbegün başakların da ölüme
direndiği gayri safi hasılası ömrün.
Sevdalar beyit beyit hatırına aşkın
sevdalı sanduka belki de yedieminde unutulan o çeyiz seti.
Aşka latife eden dolunay ve yıldız
kümesi.
Kümelerden taşan külliyen yalancı öğe
ve bir bir izahı duyguların ne de olsa nefsine yenik düşmüştü şiir.
Dillenen her aşk yorgan misali kondu
geceye ve gece kondu tenime ve tenim üşüdü ve üşümezliğin ilkesi iken ayaz
aklıma yenik düştüm ve aşkıma sadık ve inkarı dünle güne gömülen kümülatif bir
seyir.
Geceyi katık eden her mısra ve şairin
düş gücü ve işte maviden yana kaygısını yok sayıp da göğün kerameti ne metindi
ne emin şair.
Surlarda saklı manivela.
Serlere sapkın yalanlar ihanet
ederken.
Aşkın da uzantısında vuslattan yana
olsa da derdi yerin göğün ve kopup gelen dünden azığa aldığı her düşü de yarına
zemin bilen.
Bir ayraç kondurdu Tanrı ve sarkıtlar
üredi bitiminde acının nidalar türedi nihayetinde tohuma kaçtı şiirler.
Zılgıt yiyen çocuk gibi ve
zincirlenmiş yürekler elbette fetvası yitik dünler.
Zanların yol olduğu; yolların sel
olduğu; sellerin sallara geçit vermediği.
Filikası battı ömrün ve tanıklığında
Huda’nın aşkın dik başı yana düştü.
Kulvarında gölgeden dertli her ışık
ve şıkların döküldüğü sorular kimi zaman bayrak açan bir düş gibi hafızasını
yitirdi şair ve demli mizacında öykündüğü her umudu dillendirse de çaldılar
neşesini ve coşkudan yana dertli şehir dillendi peşine düştü şairin tıpa tıp
benzeyen hangi ambiyansta saklıydı ki düş gücü?
Kanatlarında hale.
Aşkta saklı sadık buse.
Serenatlar name name.
Yetimden bozma yitimler ve
kanaviçelerin işlendiği zemin.
Muhitinde adı çıkmıştı hayallerin ve
şehir değiştirdi hüzünler ve muadili bir zaman aralığı ki kıyamete eşlik etti
isyan ve şahidi her lanet aşka kan doğradı.
Vesile olandı kimi zaman ya da vadesi
yitip gitmiş bir düşün vakıf olduğu her sayfada coşan hecelere açgözlü bir
seyir ile dokunan yerli yersiz nice zihniyet.
Kümelenen kuş sürüleri aşkın lades
dediği bir küre ve kayıpların vasıtası ile kazanım addedilen her hüzün elbette
doğasında mevcuttu ilklerin ve sonlanması an meselesi yitik bir masal kahramanı
olmazın olurunda bir hezeyan yüklenip de heyecanına yenik düşen martaval.
Yaldızlı şiirler ve yıldızlı gökyüzü.
Bekası uğruna mazisini dahi gömen denizkızı.
Semazen yürekte saklı fıtratın da düş
gücüne ihanet eden mevsimin ihbarı ve işte künyesine kazındı şifre sadece
şifalı olduğu yetmezmiş gibi şerrinden uzak bir bilinmeze dahi kanat açarken
mutluluğa ırak olmanın verdiği yeis ile kendinden uzaklaşan o seyyah gölge.
Dillendiği kadar direndiği de mevcut
bir rakkase ve aşkın girdabında başa alınan her hikâye yeter ki terk edilmesin
inanç katık olsa da muhalif duygular bir vazgeçiş tıpkı ufkun dayanılmazlığında
yoldan çıkan bir bulut gibi.